I think she got what she wanted
– Sanırım istediğini elde etti.
Waited a week before she even responded
– Cevap vermeden önce bir hafta bekledi.
We had a couple friends in common when I met her
– Onunla tanıştığımda birkaç ortak arkadaşımız vardı.
Wasn’t worried, but I shoulda been
– Endişelenmedim, ama endişelenmeliydim.
I think she knew what she was doing
– Sanırım ne yaptığını biliyordu.
Getting into my car
– Arabama binerken
Outside Amoeba Music or the standard bar
– Amip Müziği veya standart barın dışında
Independent when I met her, now she’s my only medicine
– Onunla tanıştığımda bağımsızdım, şimdi o benim tek ilacım
When it gets quiet
– Sessizleştiğinde
I can hear her mind race
– Onun akıl yarışını duyabiliyorum.
She’s staring at the ceiling
– Tavana bakıyor
Like she’s seeing outer space
– Sanki uzayı görüyormuş gibi
She could be the Mona Lisa
– Mona Lisa olabilir.
If the Mona Lisa had a prettier face
– Eğer Mona Lisa’nın daha güzel bir yüzü olsaydı
This could be heaven
– Burası cennet olabilir.
If heaven was an actual place
– Cennet gerçek bir yer olsaydı
(For the record) This is not what I wanted
– (Bilgin olsun) İstediğim bu değildi
I wanted my heart to remain in my pocket
– Kalbimin cebimde kalmasını istedim.
She took it out and wrote her name right on it
– Çıkardı ve üzerine adını yazdı.
And now I’m only borrowing
– Ve şimdi sadece ödünç alıyorum
How come every time I leave
– Nasıl oluyor da her gittiğimde
I can’t breathe as deep
– Derin nefes alamıyorum
I’m always staying on the call while she falls asleep
– O uyurken ben hep telefonda kalıyorum.
Might call it codependency
– Buna bağımlılık diyebilir
Look at me, freezing while she’s showering
– Bana bak, duş alırken donuyor.
When it gets quiet
– Sessizleştiğinde
I can hear her mind race
– Onun akıl yarışını duyabiliyorum.
She’s staring at the ceiling
– Tavana bakıyor
Like she’s seeing outer space
– Sanki uzayı görüyormuş gibi
She could be the Mona Lisa
– Mona Lisa olabilir.
If the Mona Lisa had a prettier face
– Eğer Mona Lisa’nın daha güzel bir yüzü olsaydı
This could be heaven
– Burası cennet olabilir.
If heaven was an actual place
– Cennet gerçek bir yer olsaydı
When it gets quiet
– Sessizleştiğinde
I can hear her mind race
– Onun akıl yarışını duyabiliyorum.
She’s staring at the ceiling
– Tavana bakıyor
Like she’s seeing outer space
– Sanki uzayı görüyormuş gibi
She could be the Mona Lisa
– Mona Lisa olabilir.
If the Mona Lisa had a prettier face
– Eğer Mona Lisa’nın daha güzel bir yüzü olsaydı
This could be heaven
– Burası cennet olabilir.
If heaven was an actual place
– Cennet gerçek bir yer olsaydı
Kategoriler