Once upon a time, a few mistakes ago– Bir zamanlar, birkaç hata önceI was in your sights, you got me alone– Gözünün önündeydim, beni yalnız bıraktın.You found me, you found me, you found me– Beni buldun, beni buldun, beni buldunI guess you didn’t care, and I guess I liked that– Sanırım umursamadın ve sanırım bundan […]
Etiket: Taylor Swift
Don’t look at me, you got a girl at home– Bana bakma, evde bir kızın var.And everybody knows that, everybody knows that, ah-ah– Ve herkes bunu biliyor, herkes bunu biliyor, ah-ahDon’t look at me, you got a girl at home– Bana bakma, evde bir kızın var.And everybody knows that– Ve herkes bunu biliyor I don’t […]
Put your lips close to mine– Dudaklarını benimkine yaklaştırAs long as they don’t touch– Dokunmadıkları süreceOut of focus, eye to eye– Odak dışı, göz göze‘Til the gravity’s too much– Yerçekimi çok fazla olana kadarAnd I’ll do anything you say– Ve istediğin her şeyi yaparım sana If you say it with your hands– Eğer ellerinle söylersenAnd […]
You should’ve been there– Orada olmalıydın Should’ve burst through the door– Kapıdan patlaması gerekirdiWith that “Baby, I’m right here” smile– “Bebeğim, buradayım” gülümsemesiyleAnd it would’ve felt like– Ve şöyle hissederdim:A million little shining stars had just aligned– Bir milyon küçük parlayan yıldız hizalanmıştı.And I would’ve been so happy– Ve çok mutlu olurdum Christmas lights glisten– […]
I’m walkin’ fast through the traffic lights– Trafik ışıklarında hızla yürüyorum.Busy streets and busy lives– Yoğun sokaklar ve yoğun hayatlarAnd all we know, is touch and go– Tek bildiğimiz dokunup gitmek.We are alone with our changin’ minds– Değişen zihinlerimizle baş başayız.We fall in love ’til it hurts or bleeds– Acıyana ya da kanayana kadar aşık […]
I remember your bare feet, down the hallway– Koridorun aşağısındaki çıplak ayaklarını hatırlıyorum.I remember your little laugh– Küçük gülüşünü hatırlıyorum.Race cars on the kitchen floor, plastic dinosaurs– Mutfak katında yarış arabaları, plastik dinozorlarI love you to the moon and back– Seni aya ve geriye seviyorumI remember your blue eyes looking into mine– Mavi gözlerinin benimkine […]
I walked through the door with you, the air was cold– Seninle kapıdan içeri girdim, hava soğuktu.But something ’bout it felt like home somehow– Ama bir şekilde evdeymiş gibi hissettiren bir şeyAnd I left my scarf there at your sister’s house– Ve atkımı orada kardeşinin evinde bıraktım.And you’ve still got it in your drawer, even […]
Musically and lyrically, Red resembled a heart-broken person– Müzikal ve lirik olarak Kırmızı, kalbi kırılmış bir insana benziyorduIt was all over the place– Her yerde oldu A fractured mosaic of feelings that somehow all fit together in the end– Sonunda bir şekilde birbirine uyan kırık bir duygu mozaiğiHappy, free, confused, lonely, devastated, euphoric, wild– Mutlu, […]
I was reminiscing just the other day– Geçen günü anıyordum.While having coffee all alone, and Lord, it took me away– Yapayalnız kahve içerken, Tanrım, beni benden aldı.Back to a first-glance feeling on New York time– New York zamanında ilk bakışta hissetmeye geri dönelimBack when you fit in my poems like a perfect rhyme– Şiirlerime mükemmel […]
Loving him is like driving a new Maserati down a dead-end street– Onu sevmek çıkmaz bir sokakta yeni bir Maserati sürmek gibidirFaster than the wind, passionate as sin, ending so suddenly– Rüzgardan daha hızlı, günah kadar tutkulu, aniden sona eriyorLoving him is like trying to change your mind once you’re already flying through the free […]
What about your promises, promises?– Peki ya vaatlerin, vaatlerin?What about your promises, promises, promises? (No)– Peki ya sözlerin, vaatlerin, vaatlerin? (Hayır) What a shame– Ne ayıpDidn’t wanna be the one that got away, yeah– I don’t wanna kaçan biri değildi, EvetBig mistake, you broke the sweetest promise– Büyük hata, en tatlı sözü bozdun.That you never […]
There I was again tonight– Bu gece yine oradaydım.Forcing laughter, faking smiles– Zorlama kahkahalar, sahte gülümsemelerSame old tired, lonely place– Aynı eski yorgun, yalnız yerWalls of insincerity, shifting eyes and vacancy– Samimiyetsizlik duvarları, değişen gözler ve boşlukVanished when I saw your face– Yüzünü gördüğümde ortadan kayboldu.All I can say is, it was enchanting to meet […]