Mi hanno sepolto nel mese di aprile– Beni Nisan ayında gömdüler.Ma tre giorni dopo il mio corpo è risorto (Ah)– Ama üç gün sonra vücudum dirildi (ah)Io che ero un tipo sopito, tranquillo, pulito come un uomo morto (Morto)– Ölü bir adam gibi sakin, sakin, temiz bir tür olan ben (ölü)Apro il sepolcro col piede […]
Etiket: Salmo
Hai stretto la vita così forte– Hayatını çok sıkılaştırdın.Che te sei spezzato un braccio– Kolunu kırdığınıPoesia, sì– Şiir, evetMa non è bastata– Ama bu yeterli değildiHai cambiato faccia ogni tre giorni– Yüz üç günde değişti Letto ogni due– Her ikisinde bir yatakHai fallito– Başarısız oldun Eppure le premesse erano giuste– Yine de bina haklıydı.Famiglia umile, […]
Ritmo– Hız Ah, oggi primo giorno di una nuova vita– Ah, bugün yeni bir hayatın ilk günüCancello tutti i nomi dalla mia rubrica– Adres defterimdeki tüm adları silSe penso di fuggire sono già alla guida– Eğer koştuğumu düşünüyorsam zaten sürüyorum demektir.Ci sarà un posto dove l’uomo non è un parassita– İnsanın parazit olmadığı bir yer […]
Bella, frate’, se ci sei, batti un colpo che qua c’è un problema– Güzel kardeşim, eğer oradaysan, burada bir sorun olduğuna dair bir atış yapCon l’acqua alla gola, le mani in preghiera, non possiamo farci una (Ah)– Boğazda su varken, dua ederken eller, bir tane yapamayız (ah)Dicono in giro che il peggio bandito sia il […]
A ripensarci preferivo il vento– Bir daha düşündüm de rüzgarı tercih ettim.Il rumore delle strade ripulite in centro– Merkezde temiz sokakların gürültüsüE se fuori è quasi giorno, sai che è buio dentro– Ve dışarısı neredeyse gündüzse, içerisi karanlık olduğunu biliyorsunLa mattina esiste solo per il pentimento– Sabah sadece tövbe için varE tu mi parli di […]
Uh-uh, uh-uh-uh– Uh-uh, uh-uh-uhUh-uh, uh-uh-uh– Uh-uh, uh-uh-uh Nuovi trend, gang, gang– Yeni trendler, çete, çeteFlexboys, Barbie e Ken– Flexboys, Barbie ve KenSneaker bianche, mani sporche– Beyaz spor ayakkabılar, kirli ellerSciroppo viola (Okay)– Mor şurup (Tamam) Versati da bere come fossimo parenti– Sanki akrabaymışız gibi içmeye döktükChe ti voglio offrire almeno uno shot, uoh– Sana en […]
Okay– Tamam Qualcuno può seppellirmi vivo? (Okay)– Biri beni diri diri gömebilir mi? (İyi)Almeno non devo sentire la merda che c’è in giro (Okay)– En azından etrafta olan boku duymak zorunda değilim (Tamam)Almeno per un po’, fino a quando tornerò dall’eterno riposo (Okay)– En azından bir süreliğine, ebedi istirahatten dönene kadar (Tamam)Io sarò il sistema […]
Ti rubo un fotogramma– Senden bir kare çalacağım.Mentre sei distratta che conti le carte– Kart sayarken dikkatiniz dağılırkenAl cinema saresti Helena Bonham Carter– Sinemada Helena Bonham Carter olurdun.Maledetta ma così elegante– Lanetli ama çok zarifSeduta al buio, quella sigaretta che ti illumina il viso– Karanlıkta otururken, yüzünü aydınlatan o sigaraPorto la musica e il vino […]
Ti giuro, non capisco questi ragazzini ricchi– Yemin ederim, bu zengin çocukları anlamıyorum.Con la smania per le armi mentre sparano a salve– Merhemleri vururken silahlar için bir özlem ileImmagino fucili tra le mani dei tuoi figli– Çocuklarının elinde tüfek olduğunu hayal ediyorum.Quando parte un colpo in canna dritto sulle tue palle– Toplarınızda düz bir namlu […]
Lo sai, ho la testa malata, lo sai, non voglio pensarti– Başım ağrıyor, biliyorsun, seni düşünmek istemiyorum.Il problema è che ti ho trovata, ma ho continuato a cercarti– Sorun şu ki seni buldum ama seni aramaya devam ettim.Mi sono perso sul fondo, ho fatto a pezzi le foto– En altta kayboldum, fotoğrafları yırttım.Un istante acquista […]
(You are the source of my strength– (Sen benim gücümün kaynağısınYou are the source of my strength)– Sen benim gücümün kaynağısın)We invite you to clap your hands, stamp on your feet, lift your hands and feel free to enjoy this bass, you are welcome– Sizi ellerinizi çırpmaya, ayaklarınıza basmaya, ellerinizi kaldırmaya ve bu bastan zevk […]
Voglio stare senza Dio nel presente e il domani– Bugünde ve yarında tanrısız olmak istiyorum.Quando prego Padre ***, vorrei scoparmi le mani– Dua ettiğimde Baba ***, ellerimi sikerdimLe stigmate, frate’, non ce l’aveva ai polsi– Stigmata, kardeşim, bileklerinde yoktu.Quindi i buchi sopra i palmi se li è fatti a morsi– Daha sonra avuç içlerinin üstündeki […]