Od małego mówią mi, że jestem pojebany– Çocukluğumdan beri bana lanet olası olduğumu söyledilerZrobię pojebany kwit, po dwie bańki od reklamy– Her biri iki reklam balonundan oluşan bir makbuz yapacağım.Zwiedzam z kolegami banki od Szwajcarii po Kajmany– Meslektaşlarımla İsviçre’den Cayman Adalarına kadar bankaları ziyaret ediyorumTe dupki to nasze fanki (yeah)– Bu şerefsizler bizim hayranlarımız (evet)Czwarta […]
Etiket: Mata
Od małego mówią mi, że jestem pojebany– Çocukluğumdan beri bana lanet olası olduğumu söyledilerRobię pojebany kwit, po dwie bańki od reklamy– Her biri iki reklam balonundan oluşan bir makbuz hazırlıyorumZwiedzam z kolegami banki od Szwajcarii po Kajmany– Meslektaşlarımla İsviçre’den Cayman Adalarına kadar bankaları ziyaret ediyorumTe dupki to nasze fanki– Bu pislikler bizim hayranlarımızCzwarta rano, CBŚ […]
Dwa miliony skazań od początku prohibicji– Yasaklama yasasının başlangıcından bu yana iki milyon mahkumMiałem już nie prawić kazań, ale nie lubię policji– Size vaaz vermeyeceğimi söylemiştim ama polisi sevmiyorum.Moja sprawa się umarza, ale nie umorzą wszystkich– Davam sona eriyor ama hepsini satın almayacaklarMoja sprawa, ile jaram, wszyscy w górę zapalniczki– Benim işim, ne kadar kızarttığım, […]
Wstałem jak co dzień rano, no i kurwa znów to samo– Her sabah olduğu gibi kalktım ve yine aynı şeyi tekrar yaptımPół Polski chce mnie pobić, pół Polski bije brawo– Yarı Polonyalı beni dövmek istiyor, yarı Polonyalı alkış atıyorPłacze co drugi rodzic, bo trudno się pogodzić– Her ikinci ebeveyn ağlıyor çünkü kabul etmek zorZ tym, […]
Już pomału tęsknię za La Ligą i Sylwestrem, gdzieś– Zaten La Liga’yı ve Yeni Yıl Arifesini biraz özlüyorum, bir yerlerdeGdzie będzie nas więcej na mieście, zjeść– Şehirde daha çok nerede olacağız, yemek yiyeceğizAle póki co jest nieźle– Ama şimdilik her şey yolundaMam zmutowane e-lekcje– Mutant elektronik derslerim varNo i gramy sobie w COD’a– Ve biz […]
Młody Bachor, siedzę na schodach z flachą– Genç çocuk, merdivenlerde bir şişeyle oturuyorumPachnę baką, a nie Paco Rabanne– Ben tank gibi kokuyorum, Paco Rabann değilPierdolę Moët, ponieważ wolę Dorato– Moët’i becer çünkü Dorato’yu tercih ederimWznieśmy toast za to, żeby pierwszy milion nic nie zmienił w nas– İlk milyonun içimizdeki hiçbir şeyi değiştirmemesine içelimMło… Młody Bachor, […]
Mam wyjebane, siedzę z ziomalami, no i palę trawę– Sıçtım, çocuklarla oturup ot içiyorum.Rozumiem, że masz na ósmą do pracy– Çalışmak için sekiz saatinizin olduğunu anlıyorumBo sam kiedyś też przed południem wstawałem– Çünkü bir gün öğlene kadar kendim de kalkıyordum.A dzisiaj się bawię i wcale nie tak głośno nawet– Ve bugün kendimi eğlendiriyorum ve o […]
Bombay, Sapphire– Bombay, SafirWygląda jak Twoje oczy, a mi chcę się pić, chcę się ich napić– Bu senin gözlerine benziyor ve susadım, susadım onları istiyorumI chyba muszę się zaszyć, gdzieś z Tobą– Ve seninle bir yere saklanmam gerekiyor.Jadę na Bemowo– Bemovo’ya gidiyorumOG Kush z wodą– Su ile kush egzozuHulajnogą, jedziemy po Sapphire– Scooter, safir almaya […]
Podobno im dalej od metropolii, to tym więcej się mięsa kładzie na stoły– Metropolden uzaklaştıkça, masalara daha fazla et koyduklarını söylüyorlarI tym jest większa proporcja ludzie – apteki i ludzie – kościoły– Ve insanların-eczanelerin ve insanların-kiliselerin payı o kadar artarWlewasz wódę w kubek, przezroczysty na herbatę Lipton– Lipton çayı için berrak bir bardağa su döküyorsunuzTłumaczę […]
UCL, no i Edinburgh– UCL, ne de EdinburghPoka mi– Şimdilik benGdzie oni są? Było nas sporo– Neredeler? Bir sürü insanımız vardı.Nie ma ich– Onlar yokBison grass, no i Marlboro– Bizon Grass, ne de MarlboroPiję dziś, pora na bar– Bugün içiyorum, bar zamanıZa tych co nie mogą– Yapamayanlara Heathrow, Gatwick, Southend, Luton– Heathrow, Gatwick, Southend, LutonJuż […]
Nie widziałem słońca od kilku miechów– Günlerdir güneşi görmedim.Dzień dobry i do widzenia chcę mówić– Günaydın ve hoşçakal demek istiyorumA nie tylko dobranoc i dobry wieczór– Ve sadece iyi geceler ve iyi akşamlar değilMuszę kupić budzik i parę witamin, takich co zimą dużo ludzi je w Skandynawii– Bir çalar saat ve birkaç vitamin almam gerekiyor […]
Zawijam ją na chatę, bardzo chętnie się zeszmacę– Onu kulübeye sarıyorum, zevkle uyanıyorum.Piję sobie wódę ona pije sobie Sake– Ben su içiyorum, o sake içiyor.Przez chwilę myślałem, że Mata to matafucker– Bir an için eşin matafaker olduğunu düşündümAle nie jest tak wcale, zrobię wszystko co mi każesz– Ama öyle değil, söylediğin her şeyi yapacağım.No bo […]