Know my grandma happy, finally got my shit together– Büyükannemin mutlu olduğunu biliyorum, sonunda bokumu topladımTold bro we’ll take the time and we just stick together– Kardeşime zaman ayıracağımızı ve birbirimize bağlı kalacağımızı söyledim.Every time bro catch a bid, we do that shit together– Kardeşim ne zaman bir teklif alsa, bunu birlikte yaparız.I know he […]
Etiket: İngilizce
You showed me how to do– Bana nasıl yapılacağını gösterdin.Exactly what you do– Tam olarak ne yapıyorsunHow I fell in love with you– Sana nasıl aşık oldumYou walk into a room– Bir odaya giriyorsunAnd people fall for you– Ve insanlar sana aşık oluyorHow I wanna be like you– Nasıl senin gibi olmak istiyorum Ooh, ooh, […]
So I took my medication and I poured my trauma out– Bu yüzden ilaçlarımı aldım ve travmamı döktüm.On some sad-eyed middle aged man’s overpriced new leather couch– Üzgün gözlü orta yaşlı bir adamın overpriced yeni deri kanepesindeAnd we argued about Jesus, finally found some middle ground– Ve İsa hakkında tartıştık, sonunda bir orta yol buldukI […]
Honestly it’s all my fault– Dürüst olmak gerekirse hepsi benim hatam.That society’s a cult– Bu toplum bir tarikatConstantly under assault– Sürekli saldırı altındaFrom semi-automatic thoughts– Yarı otomatik düşüncelerdenComing from the internet– İnternetten geliyor Fuck life, marry my bed– Hayatı siktir et, yatağımla evlenKill the voices in my head– Kafamdaki sesleri öldürFuck life, marry my bed– […]
We’ve been out of luck, dreamin’ like we’re stuck– Şansımız yaver gitmedi, sıkışıp kalmışız gibi hayaller kuruyoruzUnder clouds that might come down– Aşağı inebilecek bulutların altındaPhone is always sad, TV’s always mad– Telefon her zaman üzgün, televizyon her zaman kızgınSo we block out all the sounds– Bu yüzden tüm sesleri engelliyoruz The static, hold me– […]
My blades are an extension of my hands, my hands are an extension of my will– Bıçaklarım ellerimin bir uzantısı, ellerim irademin bir uzantısı Mana Break, искры по пятам, достану — dissimilate– Mana Molası, искры по пятам, достану – farklıMana Break– Mana MolasıСвет моих касаний станет холодней– Свет моих касаний станет холоднейMana Break рассекает anyway […]
I don’t go out much– Pek dışarı çıkmam.‘Cause parties are too much– Çünkü partiler çok fazlaAnd I don’t need anymore judgement– Ve artık yargıya ihtiyacım yokSo you keep your gossip– Yani dedikodularını saklıyorsun.You’re cool and you’re toxic– Havalısın ve zehirlisin.Already got someone who does it– Zaten bunu yapan biri var. It’s me, and that voice […]
Yeah, FaceTime, we still talk in codes– Evet, FaceTime, hala kodlarla konuşuyoruz.I think the feds on every iPhone– Bence her iPhone’daki federallerNo more Polo T-Shirts– Artık Polo Tişört yokPut that shit on everyday from now on– Şu andan itibaren her gün o boku giy. Switchin’ up my image, no more pictures with my styrofoam– Resmimi […]
Doo-doo-doo-doo-doo– Doo-doo-doo-doo-dooDoo-doo-doo-doo-doo– Doo-doo-doo-doo-dooDoo-doo-doo-doo-doo-doo– Doo-doo-doo-doo-doo-dooDoo-doo-doo-doo-doo– Doo-doo-doo-doo-doo Oh, girl, you’re shining– Oh, kızım, parlıyorsunYou know you’re my diamond– Biliyorsun sen benim elmasımsınYou need reminding– Hatırlatmaya ihtiyacın varThis moment of timing when your– Bu zamanlama anı ne zaman seninSoul needs aligning– Ruhun hizalanmaya ihtiyacı varIt’s me you confide in– Bana güveniyorsun.Seeking and hiding– Aramak ve saklanmakYou know where […]
They call me WHAM and they know who I am, yeah– Bana BAM diyorlar ve kim olduğumu biliyorlar, evet She got that WAP and the way that she use it, saliva with top and she come with a mop– O wap’ı ve onu kullanma şeklini aldı, üstüyle tükürdü ve bir paspasla geldiI need to stop, […]
Here we go again (Okay), big body Benz (Skrrt)– İşte yine başlıyoruz (Tamam), büyük beden Benz (Skrrt)Cut off all my friends (Yeah), choppers for my enemies– Bütün arkadaşlarımı kes (Evet), düşmanlarım için helikopterlerGo and ask the streets about lil’ Dominique, I’ve been a beast– Git ve sokaklara lil ‘Dominique’i sor, ben bir canavarımReally got my […]
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah– Evet, evet, evet, evet, evet Fresh like the first day of the school on the weekend– Hafta sonu okulun ilk günü gibi tazeI put this shit on today, for no reason– Bu boku bugün giydim, sebepsiz yereGot somethin’ to smile about, I fixed up my teeth– Gülümseyecek bir şeyim var, […]