It cost to be alive– Hayatta olmanın bedeliI won’t say I’m king of the jungle, but, I survived– Ormanın kralı olduğumu söylemeyeceğim ama hayatta kaldım.Watch the cookies crumble in front of me, at least I tried– Önümdeki kurabiyelerin parçalanmasını izle, en azından denedimYou know what you call it, robbed what you call it?– Ne dediğini […]
Etiket: İngilizce
You— You are my, my— feel me love– Sen- Sen benimsin, benim- aşkımı hissetYou— You are my, my— feel me love– Sen- Sen benimsin, benim- aşkımı hisset Some of these guys just bad on a desktop tryna bring on a ‘net war– Bu adamlardan bazıları masaüstünde ağ savaşı başlatmaya çalışıyor.Me and Elizabeth stood in a […]
Oh-oh, oh-oh– Oh-oh, oh-ohThere was Heaven in your eyes– Gözlerinde Cennet vardıI was not baptized– Vaftiz olmadımEverything’s alright when– Her şey yolunda olduğundaShe calls me back, she calls me back– Beni geri çağırıyor, beni geri çağırıyorLost for a long time– Uzun zamandır kayıpTwo parallel lines– İki paralel çizgiEverything’s alright when– Her şey yolunda olduğundaShe calls […]
I love you and me– Seni ve beni seviyorumDancing in the moonlight– Ay ışığında dans etmekNobody can see– Kimse göremezIt’s just you and me tonight– Sadece sen ve ben bu gece You know I got ya– Seni yakaladığımı biliyorsun.Ain’t nobody got you like that– Kimse seni böyle yakalayamazAin’t nobody gonna have your back like the […]
Ooh, silence is making me nostalgic– Sessizlik beni nostaljik yapıyorTwo sizes big your shirt in my apartment– Dairemde iki beden büyük tişörtün var.Oh, we were kids, but that don’t make this less hard– Biz çocuktuk ama bu işi daha az zorlaştırmaz.If I could fly I doubt I’d even do it– Uçabilseydim, yapacağımdan bile şüpheliydim.I’d probably […]
Two months since you got back– Döneli iki ay oldu.How have you been and are you bored yet?– Nasılsın ve hala sıkılmadın mı?The weather ain’t been bad– Hava kötü değildiIf you’re into masochistic bullshit– Eğer mazoşist saçmalıklarla uğraşıyorsanAnd every photograph– Ve her fotoğrafThat’s taken here is from the summer– Bu yazdan alınmış.Some guy won Olympic […]
Uh, they think they got one up on us– Bizden bir tane yakaladıklarını düşünüyorlar.Don’t trust bitches, out all my dargs, there’s some I can trust (Huh)– Orospulara güvenme, tüm pisliklerimden, güvenebileceğim bazıları var (Huh)They think they got one up on us (That’s what they think)– Bizden bir tane aldıklarını düşünüyorlar (Düşündükleri bu)Got PTSD, nearly done […]
It’s still in my head– Hala kafamın içindeYour body– VücudunI tried to forget– Unutmaya çalıştımYeah I tried to forget– Evet unutmaya çalıştımMhmm, yeah, our memories– Mhmm, evet, anılarımızGot trouble in my head– Kafamda sorun varGot you in my bed, oh no– Seni yatağıma soktum, oh hayırI want you to do me, a favor– Bana bir […]
So it’s me and you against the world– Yani sen ve ben dünyaya karşıyızAnd we won’t make it out alive– Ve bunu canlı olarak başaramayacağız‘Cause everyone wants to sink their teeth and stop our breathing, I– Çünkü herkes dişlerini batırıp nefesimizi kesmek istiyor, benI know we like to hurt each other– Birbirimizi incitmeyi sevdiğimizi biliyorum.Just […]
Okay– Tamam How have things been? Well, love– İşler nasıldı? Şey, aşkımNow that you mention it– Şimdi sen bahsettin.My folks still talk but they speak in these– Ailem hala konuşuyor ama bunlarda konuşuyorlar.Two-word sentences– İki kelimelik cümlelerI’m sayin’ too much but you know how it gets out here– Çok fazla söylüyorum ama buradan nasıl çıktığını […]
Sometimes it’s hard to tell– Bazen söylemek zorAm I a mess or just a mess with you?– Ben bir karmaşa mıyım yoksa sadece seninle bir karmaşa mı?I’ve gotten used to hell– Cehenneme alıştım.And now I can say the hottest flames are blue– Ve şimdi en sıcak alevlerin mavi olduğunu söyleyebilirimLike me and you– Benim ve […]
Baby, this that waterfall flow (Yeah, uh)– Bebeğim, bu şelale akışı (Evet, ah)Baby, this that waterfall flow– Bebeğim, bu şelale akışı Certain shit I’m not fascinated with, I can’t fake this shit– Büyülenmediğim bazı boklar, bu boku taklit edememMy legs made for a money run, I can’t chase a bitch– Bacaklarım para kazanmak için yapıldı, […]