(I’m not going economy, no way)– (Ekonomiye gitmiyorum, hiçbir şekilde)Ay, mummy– Evet, anne.(I’m claiming it, man)– (Hak iddia ediyorum dostum)Claim it, Amen– İddia et, Amin(I’m claiming it)– (Bunu iddia ediyorum)Claim it, haha– İddia et, haha(I said I’m not going econ—, economy)– (Ekonomiye gitmiyorum dedim, ekonomi)Yeah, right, why?– Evet, doğru, neden?(Stormzy is my son)– (Stormzy benim […]
Etiket: İngilizce
On the flight to London, we done started somethin’– Londra’ya uçarken bir şey başlattık.On the flight to London, we done started somethin’– Londra’ya uçarken bir şey başlattık.On the flight to London, we done started somethin’– Londra’ya uçarken bir şey başlattık.On the flight to—, got my, yeah– Uçuşta-, anladım, evet(I’m in London, got my beat from […]
I’d like to congratulate drugs for winning the war on drugs– Uyuşturucuyla savaşı kazandığı için uyuşturucuyu tebrik etmek istiyorum.(Bhristo, talk to ’em, slime)– (Bhristo, konuş onlarla, balçık) Ayy, ayy, ayy, ayy, ayy, but I’m happy I saw you today (Ayy, CGM, where you at?)– Ayy, ayy, ayy, ayy, ayy, ama bugün seni gördüğüm için mutluyum […]
We’re building shrines to Saint Nick Foles– Aziz Nick Foles’e tapınaklar inşa ediyoruz.In the windows, in the living rooms– Pencerelerde, oturma odalarındaI’m playing “Dancing with a Ghost”– “Hayaletle Dans” oynuyorum.In the soft light of the afternoon– Öğleden sonra yumuşak ışıktaI’m alone in the house where your sister died– Kardeşinin öldüğü evde yalnızım. We’re building shrines […]
(Yeah)– (Evet)Yeah– Evet Yeah, pull up on the curb and I’m thuggin’, yeah– Evet, kaldırıma çek ve ben de eşkıya oluyorum, evetI’m ’bout to spend a dub on luggage– Bagaja bir dublaj harcamak üzereyim.Got a hunnid rounds in the choppa, bitch wanna fuck on my brother– Helikopterde bir hunnid mermisi var, kaltak kardeşimi becermek istiyorShare […]
Yeah– EvetWait, yeah– Bekle, evetThat money long, yeah– O para uzun, evetTake your girl too far– Kızını çok uzağa götürI take your girl, take it too far, huh– Kızını alıyorum, çok ileri götürüyorum, haRadar– RadarOff the radar– Radarın dışında(ATL Jacob, ATL Jacob)– (ATL Yakup, ATL Yakup)Git, git, ooh, ooh– Git, git, ooh, ooh I take […]
Why are there so many– Neden bu kadar çok varSongs about rainbows– Gökkuşakları hakkında şarkılarAnd what’s on the other side?– Diğer tarafta ne var?Rainbows are visions– Gökkuşakları birer imgelemdir.But only illusions– Ama sadece yanılsamalarAnd rainbows have nothing to hide– Ve gökkuşağının saklayacak bir şeyi yokSo we’ve been told and some choose to believe it– Bu […]
Living fast– Hızlı yaşamakWithout a good reason– İyi bir sebep olmadanLike the leaves– Yapraklar gibiChange with the seasons– Mevsimlere göre değişimI drift away– Sürüklenip gidiyorumSo far away– Çok uzaktaLie awake– Uyanık yatWatching the night sky– Gece gökyüzünü izlemekIn the clouds– BulutlardaSee my life go by– Hayatımın nasıl geçtiğini görI sleep alone– Yalnız uyuyorumNobody’s home– Evde […]
It’s the day I’ve been waitin’ for– Bugün beklediğim günAnd I’m settin’ the scene– Ve ben sahneyi kuruyorumYour touch paralyzes me in the mornin’– Sabah dokunuşun beni felç ediyor.And I don’t want you to go– Ve gitmeni istemiyorum.Sincerely yours, forevermore– Saygılarımla, sonsuza dekAnd teach me what you know– Ve bana bildiklerini öğretAnd I count on […]
(Cheese, his name is Cheese)– (Peynir, adı Peynir)They say they don’t fuck with me (Cheese), but I say they can’t fuck with me– Benimle dalga geçmediklerini söylüyorlar (Peynir), ama benimle dalga geçemeyeceklerini söylüyorumJust like the air, I’m everywhere, how you say it’s up with me?– Tıpkı hava gibi, her yerdeyim, bana bağlı olduğunu nasıl söylersin? […]
Tell me why– Nedenini söyleThey say that grown men can’t cry– Yetişkin erkeklerin ağlayamayacağını söylerler.‘Cause I’m finding it hard, I won’t lie– Çünkü zor buluyorum, yalan söylemeyeceğim.To keep the water locked inside– Suyu içeride kilitli tutmak içinBoth my eyes– İki gözüm deEverytime– Her seferindeI picture you raising my child– Çocuğumu büyüttüğünü hayal ediyorum.Oh, I’d walk […]
It’s 5AM, clingin’ to my couch– Saat sabahın 5’i, kanepeme yapışıyorum.And everyone I ever knew is standin’ in my house– Ve tanıdığım herkes evimde duruyor.Oh, I wonder who I’m lookin’ for– Kimi aradığımı merak ediyorum.‘Cause you don’t go to parties anymore– Çünkü artık partilere gitmiyorsun. I still think about the times we were heavy– Hala […]