Ooh-ooh– Ooh-oohOoh– Ooh Livin’ in a daydream– Bir rüyada yaşamakShe said, ”Love me like you paid me”– “Bana ödediğin gibi sev beni” dedi.You know I’ll be gone for so long– Uzun süre burada olmayacağımı biliyorsun.So give me all of your love, give me somethin’ to dream about– Yani benim aşk her şeyimi veriyorum, rüya hakkında […]
Etiket: Harry Styles
Ooh-ooh-ooh– Ooh-ooh-oohOoh-ooh-ooh, ooh– Ooh-ooh-ooh, oohOoh-ooh-ooh– Ooh-ooh-oohOoh-ooh-ooh, ooh– Ooh-ooh-ooh, ooh You got a new life– Yeni bir hayatın var Am I bothering you? Do you wanna talk?– Canını mı sıkıyorum? Konuşmak ister misin?We share the last line– Son satırı paylaşıyoruzThen we drink the wall ’til we wanna talk– Sonra konuşmak isteyene kadar duvarı içeriz. I go […]
Baby, you were the love of my life– Bebeğim, sen hayatımın aşkıydın.Woah, maybe you don’t know it’s lost ’til you find it– Woah, belki de o kadar kayıp olduğunu bilmiyor. sen Take a walk on Sunday through the afternoon– Pazar günü öğleden sonra yürüyüşe çıkınWe can always find somethin’ for us to do– Her zaman […]
[Verse 1]– [Ayet 1]Black and white film camera, yellow sunglasses– Siyah beyaz film kamerası, sarı güneş gözlüğüAsh tray, swimming pool– Kül tablası, yüzme havuzuHot wax, jump off the roof– Sıcak balmumu, çatıdan atla A small concern with how the engine sounds– Motorun nasıl ses çıkardığına dair küçük bir endişeWe held darkness in withheld clouds– Karanlığı […]
You got, you got the cinema– Sinema sende. It’s you– SensinAnd I’m not getting over it– Ve bunu atlatamıyorum.Darling, is it cool– Sevgilim, serin If I’m stubborn when it comes to this?– Konu bu olduğunda inatçıysam?I guess we’re in time– Sanırım zamanında geldik.If you’re getting yourself wet for me– Eğer benim için ıslanıyorsanI guess you’re […]
I’m on the roof– ÇatıdayımYou’re in your airplane seat– Uçak koltuğundasın.I was nosebleedin’– Nosebleedin oldu’Looking for life out there– Orada hayat arıyorumReading your horoscope– Burcunuzu okumakYou were just doing cocaine in my kitchen– Sadece mutfağımda kokain kullanıyordun.You never listen– Hiç dinlemiyorsunI hope you’re missing me by now– Umarım şimdiye kadar beni özlüyorsundur. If I was […]
You were riding your bike to the sound of “It’s No Big Deal”– “Büyütülecek bir şey Değil” sesine kadar bisiklet sürüyordun.And you’re trying to lift off the ground on those old two wheels– Ve sen o eski iki tekerleğin üzerinde yerden kalkmaya çalışıyorsun.Nothing ’bout the way that you were treated ever seemed especially alarming till […]
Oh!– Oh!Ba, ba-ba– Ba, ba-baBa-ba, ba-ba– Ba-ba, ba-ba Green eyes, fried rice, I could cook an egg on you– Yeşil gözlü, kızarmış pilavlı, sana yumurta pişirebilirim.Late night, game time, coffee on the stove (Oh)– Gece geç saatlerde, oyun zamanı, ocakta kahve (Oh)You’re sweet ice cream, but you could use a flake or two– Sen tatlı […]
Little freak, Jezebel– Küçük ucube, JezebelYou sit high atop the kitchen counter– Mutfak tezgahının üstüne oturuyorsun.Stay green a little while– Biraz yeşil kalYou bring blue lights to dreams– Rüyalara mavi ışıklar getiriyorsun.Starry haze, crystal ball– Yıldızlı pus, kristal topSomehow you’ve become some paranoia– Bir şekilde buldum biraz paranoya haline Wet dream just dangling– Islak rüya […]
One, two, three– Bir, iki, üçOne, two—– Bir, iki— Yesterday, it finally came, a sunny afternoon– Dün nihayet güneşli bir öğleden sonra geldi.I was on my way to buy some flowers for you (Ooh)– Sana çiçek almaya gidiyordum.Thought that we could hide away in a corner of the heath– Heather’ın bir köşesinde saklanabileceğimizi düşündüm.There’s never […]
She got wrapped up in somebody else– Başkasına kaptırdım o I’m wrapped up stuck in love with myself– Sarıldım kendime aşık oldumI never saw this coming around– Bunun olacağını hiç görmemiştim.But I miss her skin on me now– Ama şimdi üzerimdeki tenini özlüyorum.Tip of my tongue she’s pulling my hair– Dilimin ucu saçımı çekiyor.I do […]
Here to take my medicine, take my medicine– İlacımı almaya geldim, ilacımı al.Treat you like a gentleman– Sana bir beyefendi gibi davranıyorum.Give me that adrenaline, that adrenaline– Bana şu adrenalini ver, şu adrenaliniThink I’m gonna stick with it– Sanırım buna bağlı kalacağım.I’m here to take my medicine, take my medicine– İlacımı almaya geldim, ilacımı almaya.Rest […]