I don’t feel a single thing
– Ben tek bir şey hissetmiyorum
Have the pills done too much?
– Haplar çok mu fazla geldi?
Haven’t caught up with my friends in weeks
– Haftalardır arkadaşlarıma yetişemedim.
And now we’re out of touch
– Ve şimdi dokunmatik kalmadı
I’ve been driving in LA
– Los Angeles’ta sürüyordum.
And the world feels too big
– Ve dünya çok büyük hissediyor
Like a floating ball that’s bound to break
– Kırılması gereken yüzen bir top gibi
Snap my psyche like a twig
– Ruhumu bir dal gibi kır
Do you ever get a little bit tired of life?
– Hiç hayattan biraz sıkıldın mı?
Like you’re not really happy but ya don’t wanna die
– Sanki gerçekten mutlu değilsin ama ölmek istemiyorsun gibi
Like you’re hanging by a thread ’cause you gotta survive
– Sanki ipliğin ucunda asılı duruyorsun çünkü hayatta kalmalısın.
‘Cause you gotta survive
– Çünkü hayatta kalmalısın.
Like your body’s in the room but you’re not really there
– Sanki bedenin odadaymış gibi ama gerçekte orada değilsin.
Like you have empathy inside but you don’t really care
– Sanki içinde empati var ama gerçekten umursamıyorsun.
Like you’re fresh out of love but it’s been in the air
– Sanki aşktan yeni çıkmış gibisin ama havadaymış gibi
Am I past repair?
– Onarımı geçtim mi?
Kategoriler