Baby, yeah
– Bebek, Evet
Baby, baby
– Bebeğim, bebeğim
Nineteen (Baby!)
– On dokuz (Bebeğim!)
Inverted baby
– Ters bebek
Bright blue sky scenes, obscura in my bedroom
– Parlak mavi gökyüzü sahneleri, yatak odamda obscura
Lying on the floor, we had some times
– Yerde yatarken, bazı zamanlar geçirdik.
Bad ideas
– Kötü fikirler
Soft spoken music to my ears (Yeah)
– Kulaklarıma yumuşak konuşulan müzik (Evet)
Spending my money
– Paramı harcamak
I wish I had spent time (I’m not quite sure what went wrong)
– Keşke zaman geçirseydim (neyin yanlış gittiğinden tam olarak emin değilim)
But no, our legacy sheets can bring me sweet dreams
– Ama hayır, eski çarşaflarımız bana tatlı rüyalar getirebilir.
How strange is it when ours is lost in them (Baby)
– Bizimkinin onlarda kaybolması ne garip (Bebeğim)
I said whenever you called, I’d be there (Baby)
– Ne zaman arasan orada olacağımı söyledim.
I hope you never take advice from your friends
– Umarım arkadaşlarından asla tavsiye almazsın.
Crammed into the back seat of my first car that I drove too fast, running from the thought I
– Çok hızlı sürdüğüm ilk arabamın arka koltuğuna sıkışıp kaldım, düşüncemden kaçtım.
Know you don’t get it when I say I been ballin’
– Top oynadığımı söylediğimde anlamadığını biliyorum.
It’s all bless
– Her şey kutsanmış
You couldn’t stop crying, I couldn’t cry at all (O-oh)
– Sen ağlamayı kesemedin, ben hiç ağlayamadım (O-oh)
How can I dance myself clean?
– Nasıl temiz dans edebilirim?
These rooms just dirty my soles (Easy)
– Bu odalar sadece tabanlarımı kirletiyor (Kolay)
Slowly my friends turned to places
– Yavaş yavaş arkadaşlarım yerlere döndü
I can’t be everywhere at once
– Ben her an her yerde olabilirim
I watched some friends turn to places
– Bazı arkadaşların yerlere dönmesini izledim.
Now it’s just a one-way convo (Yeah)
– Şimdi sadece tek yönlü bir konvo (Evet)
And til’ you’re not afraid of goin’
– Ve gitmekten korkmayana kadar
I’ll be right here on your arm
– Tam burada kolunun üstünde olacağım.
And when it’s not my choice in stayin’
– Ve kalmak benim seçimim olmadığında
I’ll go
– Ben giderim
I know our legacy sheets can’t bring me sweet dreams
– Eski çarşaflarımızın bana tatlı rüyalar getiremeyeceğini biliyorum.
How strange is it when ours is lost in them
– Bizimkinin onlarda kaybolması ne garip
I said whenever you called, I’d be there
– Ne zaman arasan orada olacağımı söyledim.
I hope you never take advice from your friends
– Umarım arkadaşlarından asla tavsiye almazsın.
Crammed into the back seat of my first car that I drove too fast running from the thought I
– Çok hızlı sürdüğüm ilk arabamın arka koltuğuna tıkılıp kaldığım düşüncesinden kaçıyordum.
No, you don’t get it when I tell you I’m ballin’
– Hayır, sana top oynadığımı söylediğimde anlamıyorsun.
Ballin’
– Ballin’
We were just kids
– Çocuktuk o zamanlar
You couldn’t stop crying, I couldn’t cry at all (O-oh)
– Sen ağlamayı kesemedin, ben hiç ağlayamadım (O-oh)
How can I dance myself clean?
– Nasıl temiz dans edebilirim?
These rooms just dirty my soles
– Bu odalar ayaklarımı kirletiyor.
Slowly my friends turned to places
– Yavaş yavaş arkadaşlarım yerlere döndü
And I can’t be everywhere at once
– Ve aynı anda her yerde olamam.
I watched my friends turn to places
– Arkadaşlarımın yerlere dönmesini izledim.
And now it’s just a one-way convo (Baby)
– Ve şimdi sadece tek yönlü bir konvo (Bebek)
Ooh, ooh
– Ooh, ooh
Rest easy
– Sakin olun
Kategoriler