Since you’ve been like this
– Böyle olduğundan beri
Baby, I don’t really wanna be in like this
– Bebeğim, gerçekten böyle olmak istemiyorum.
Ever since you’ve been like this
– Böyle olduğundan beri
Baby, I don’t really wanna be in like this
– Bebeğim, gerçekten böyle olmak istemiyorum.
See you’ve been changin’, baby
– Gördün mü değişiyorsun bebeğim
In good ways and bad ways
– İyi yönden hem kötü yönden
Can’t say what I say, it’s far too late
– Ne dediğimi söyleyemem, çok geç
And I think you made me, baby
– Ve sanırım beni sen yarattın bebeğim
Made me too nervous
– Beni çok gerdi
Cryin’ and disheartened and I gotta tell you why
– Ağlıyor ve cesaretini kırıyor ve sana nedenini söylemeliyim
Since you’ve been like this (This, this, this, this)
– Böyle olduğunuzdan beri (Bu, bu, bu, bu)
Baby, I don’t really wanna be in like this (This, this, this, this)
– Bebeğim, gerçekten böyle olmak istemiyorum (bu, bu, bu, bu)
Ever since you’ve been like this (This, this, this, this)
– Böyle olduğundan beri (Bu, bu, bu, bu)
Baby, I don’t really wanna be in like this (This, this, this, this)
– Bebeğim, gerçekten böyle olmak istemiyorum (bu, bu, bu, bu)
Who is frontin’, babe?
– Kim önde bebeğim?
We don’t have fun these days
– Bu günlerde eğlenmiyoruz.
It’s more than complicated, I
– Bu çok daha karmaşık, ben
(Couldn’t say you wasn’t with it)
– (Onunla olmadığını söyleyemezdim)
Told me to stop my mind
– Aklımı durdurmamı söyledi.
When you gave up, I tried
– Sen vazgeçtiğinde, ben denedim
I gave you all this time
– Bütün bu zamanı sana verdim.
Gave you my everything
– Sana her şeyimi verdim
Said I can do this all night, baby
– Bunu bütün gece yapabileceğimi söyledi bebeğim.
Said I was actin’ out of line, maybe
– Çizgiyi aştığımı söyledi, belki
Can’t put my trauma to the side
– Travmamı bir kenara bırakamam.
When you told me I was lyin’
– Bana yalan söylediğinde
Had me feelin’ like I died, baby
– Ölmüşüm gibi hissettim, bebeğim.
I seen a grown man cry, baby
– Yetişkin bir adamın ağladığını gördüm bebeğim.
Just see you do it, ain’t special, no
– Sadece bunu yaparken görüşürüz, özel değil, hayır
Wonder when I ain’t there
– Ne zaman orada olmayacağımı merak ediyorum
What the fuck you’ve been sayin’
– Ne diyordun lan sen?
Talkin’ ’bout how I sexed you up
– Seni nasıl seks yaptığımdan bahsediyorum.
And I know it might mess you up
– Ve biliyorum bu seni mahvedebilir
Hatin’ me ain’t gon’ get you love
– Benden nefret etmek seni sevmeyecek
Ain’t nobody gon’ set you up
– Kimse sana tuzak kurmayacak
I ain’t even gon’ sweat you, love
– Seni terletmeyeceğim bile, aşkım.
And we’ll never be friends like this
– Ve asla böyle arkadaş olamayacağız
God couldn’t forgive like this
– Tanrı böyle affedemezdi.
Why I really went in like this
– Neden gerçekten böyle girdim
Thank God I ain’t been like this (Yeah)
– Tanrıya şükür ben böyle değildim (Evet)
Since you’ve been like this (This, this, this, this)
– Böyle olduğunuzdan beri (Bu, bu, bu, bu)
Baby, I don’t really wanna be in like this (This, this, this, this)
– Bebeğim, gerçekten böyle olmak istemiyorum (bu, bu, bu, bu)
Ever since you’ve been like this (This, this, this, this)
– Böyle olduğundan beri (Bu, bu, bu, bu)
Baby, I don’t really wanna be in like this (This, this, this, this)
– Bebeğim, gerçekten böyle olmak istemiyorum (bu, bu, bu, bu)
Since you’ve been like this
– Böyle olduğundan beri
I, bless your heart (Like this)
– Ben, kalbini korusun (böyle)
But I, I can’t take no more (Like this)
– Ama ben, daha fazla dayanamıyorum (bunun gibi)
I, bless your heart (Like this)
– Ben, kalbini korusun (böyle)
But I, I can’t take no more (Like this)
– Ama ben, daha fazla dayanamıyorum (bunun gibi)
Since you’ve been like this
– Böyle olduğundan beri
Baby, I don’t really wanna be in like this
– Bebeğim, gerçekten böyle olmak istemiyorum.
Kategoriler