Baby, when you fought me at the door
– Bebeğim, benimle kapıda dövüştüğünde
Kinda hard to force what’s natural
– Doğal olanı zorlamak biraz zor
Maybe you don’t want what you need most
– Belki de en çok ihtiyacın olanı istemiyorsun
Is it crazy I’m not scared to be alone?
– Yalnız kalmaktan korkmamam delilik mi?
Now I barely need ya
– Şimdi sana zar zor ihtiyacım var
Do what you do best and be alone
– En iyi yaptığın şeyi yap ve yalnız kal
Gotta tell him, “Rest in peace”
– Ona “huzur içinde Yat” demeliyim.”
Bet you thought I’d die alone
– Bahse girerim yalnız öleceğimi düşünmüşsündür.
It don’t make sense to me
– Bana mantıklı gelmiyor
But I keep my head up high alone
– Ama başımı dik tutuyorum
You ain’t even there for me
– Yanımda bile değilsin.
But now, you’re scared to be alone
– Ama şimdi, yalnız kalmaktan korkuyorsun.
Too many drinks to think about you
– Seni düşünmek için çok fazla içki
I had too many thoughts to let you wander
– Dolaşmana izin vermek için çok fazla düşüncem vardı
Now you’re an afterthought, I lost ya
– Şimdi sen bir sonraki düşüncesin, seni kaybettim
And now you want me, babe
– Ve şimdi beni istiyorsun bebeğim
You want me, but it’s bye
– Beni istiyorsun, ama hoşçakal
Givin’ me reasons to fly
– Sana sebep bana uçmayı
Pack all my shit and be wise
– Tüm bokumu topla ve bilge ol
Jump in the ride
– Binmek atlamak
Hit up my dude on the side
– Yandaki adamıma vur
Like, look what you threw to the side
– Yan tarafa ne attığına bak.
You get the vibe
– Sen vibe olsun
Either we fuck or we fight
– Ya sevişiriz ya da kavga ederiz
But I got the feelin’ you’re right
– Ama haklı olduğunu hissediyorum.
I’m out my mind
– Fikrimi ben Yokum
Doesn’t make sense when I cry
– Ağladığımda mantıklı değil
If we can’t make up, ‘least we try
– Eğer barışamazsak, en azından deneriz
Baby, when you fought me at the door (Fought me at the door)
– Bebeğim, benimle kapıda savaştığında (benimle kapıda Savaştığında)
Kinda hard to force what’s natural (Oh, oh, oh)
– Doğal olanı zorlamak biraz zor (Oh, oh, oh)
Maybe you don’t want what you need most (Oh, oh, oh)
– Belki de en çok ihtiyacın olanı istemiyorsun (Oh, oh, oh)
Is it crazy I’m not scared to be alone? (Yeah)
– Yalnız kalmaktan korkmamam delilik mi? (Evet)
I ain’t wanna share my dreams when it involves you
– Seninle ilgili olduğunda hayallerimi paylaşmak istemiyorum.
Not the man I need (Yeah)
– İhtiyacım olan adam değil (Evet)
Started feelin’ like I failed my team
– Takımımda başarısız olduğumu hissetmeye başladım.
Missin’ gigs for you, bet you never felt like me
– Senin için konserleri özlüyorum, bahse girerim hiç benim gibi hissetmedin
Different levels to the game, that’s fast
– Oyuna farklı düzeylerde, bu hızlı
Spendin’ bands last week while your ass act cheap (Yeah)
– Kıçın ucuza hareket ederken geçen hafta bantları harcıyorsun (Evet)
Lonely at the top while your ass miles deep
– Yalnız at the üst süre senin göt miles derin
Got me thinkin’ that you scared of yourself, not me
– Kendinden korktuğunu düşünmemi sağladı, benden değil.
Impossible, from a Prius to gold carriages
– İmkansız, bir Prius’tan altın arabalara
Middle finger to you so you see what a whole karat is
– Sana orta parmak, böylece bütün bir karatın ne olduğunu görüyorsun
I need a answer, a reader of more tarots
– Daha tarot bir cevap, bir okuyucu lazım
You couldn’t tell that the both of us needed a whole therapist
– İkimizin de bir terapiste ihtiyacı olduğunu söyleyemezdin.
I made you fam when I greeted your whole parents
– Bütün aileni selamlarken seni aile yaptım.
But later, I realized they ain’t teach you what no sharin’ is
– Ama sonra fark ettim ki, sana paylaşmanın ne olduğunu öğretmiyorlar.
I know you hearin’ this, I know you scared of it
– Bunu duyduğunu biliyorum, korktuğunu biliyorum
But bein’ lonely better than ‘needs control,’ cherish it
– Ama yalnız olmak, ‘kontrole ihtiyaç duymaktan’ daha iyidir, besle
Baby, when you fought me at the door (Fought me at the door)
– Bebeğim, benimle kapıda savaştığında (benimle kapıda Savaştığında)
Kinda hard to force what’s natural (Oh, oh, oh)
– Doğal olanı zorlamak biraz zor (Oh, oh, oh)
Maybe you don’t want what you need most (Oh, oh, oh)
– Belki de en çok ihtiyacın olanı istemiyorsun (Oh, oh, oh)
Is it crazy I’m not scared to be alone?
– Yalnız kalmaktan korkmamam delilik mi?
Now I barely need ya (I barely need ya)
– Şimdi sana zar zor ihtiyacım var (sana zar zor ihtiyacım var)
Do what you do best and be alone
– En iyi yaptığın şeyi yap ve yalnız kal
Gotta tell him, “Rest in peace”
– Ona “huzur içinde Yat” demeliyim.”
Bet you thought I’d die alone
– Bahse girerim yalnız öleceğimi düşünmüşsündür.
It don’t make sense to me
– Bana mantıklı gelmiyor
But I keep my head up high alone
– Ama başımı dik tutuyorum
You ain’t even there for me
– Yanımda bile değilsin.
But now, you’re scared to be alone
– Ama şimdi, yalnız kalmaktan korkuyorsun.
Alone
– Yalnız
Now you scared to be alone
– Şimdi yalnız kalmaktan korkuyorsun.
Kategoriler