I was walking home from school on a cold winter day.
– Soğuk bir kış gününde okuldan eve yürüyordum.
Took a shortcut through the woods, and I lost my way.
– Ağaçlıklar sayesinde kestirme yoldan gittim ve yolumu kaybettim.
It was getting late, and I was scared and alone.
– Geciktirmişti, yalnızdım ve korkmuştum.
When a precious baby boy took my hand and led me home.
– Beni eve götürdü, kutsanmış bir küçük oğlan elimi tuttuğunda.
Mama couldn’t see him, but he was standing there.
– Annem onu göremedi fakat o orada duruyordu.
And I knew in my heart, he was the answer to my prayers.
– Kalbimin derinliklerinde anladım, o dualarımın karşılığıydı.
Oh I believe there are angels among us.
– İnanıyorum ki aramızda melekler var.
Sent down to us from somewhere up above.
– Yukarıdan, bir yerlerden bize gönderilmiş.
They come to you and me in our darkest hours.
– En karanlık saatlerimizde sana ve bana gelirler.
To show us how to live, to teach us how to give.
– Bize nasıl yaşanılacağını gösterir, bize nasıl düzenleneceğini öğretir.
To guide us with the light of love.
– Bizi sevginin ışığıyla yönlendirir.
When life held troubled times, and had me down on my knees.
– Hayat beni zorladığında, ve dizlerimin üstüne çöktürdüğünde.
There’s always been someone there to come along and comfort me.
– Her zaman birileri beni teselli etmeye gelmişti.
A kind word from a stranger, to lend a helping hand.
– Bir yabancıdan hoş bir söz, yardım için uzanmış bir el.
A phone call from a friend, just to say I understand.
– Arkadaşımdan bir telefon geldi, sadece “anlıyorum” demek için.
And ain’t it kind of funny that at the dark end of the road.
– Ve karanlık yolun sonundaki eğlenceli olmaya başlamadı mı.
Someone lights the way with just a single ray of hope.
– Birileri basit bir umut ışığıyla yolu aydınlatır.
Oh I believe there are angels among us.
– İnanıyorum ki aramızda melekler var.
Sent down to us from somewhere up above.
– Yukarıdan, bir yerlerden bize gönderilmiş.
They come to you and me in our darkest hours.
– En karanlık saatlerimizde sana ve bana gelirler.
To show us how to live, to teach us how to give.
– Bize nasıl yaşanılacağını gösterir, bize nasıl düzenleneceğini öğretir.
To guide us with the light of love.
– Bizi sevginin ışığıyla yönlendirir.
They wear so many faces; show up in the strangest places.
– Birçok yüz takındılar, en yabancı yerlerde göstermek için.
To grace us with their mercy, in our time of need.
– Bize merhametlerini lütfederler, ihtiyaç zamanımızda.
Oh I believe there are angels among us.
– İnanıyorum ki aramızda melekler var.
Sent down to us from somewhere up above.
– Yukarıdan, bir yerlerden bize gönderilmiş.
They come to you and me in our darkest hours.
– En karanlık saatlerimizde sana ve bana gelirler.
To show us how to live, to teach us how to give.
– Bize nasıl yaşanılacağını gösterir, bize nasıl düzenleneceğini öğretir.
To guide us with the light of love.
– Bizi sevginin ışığıyla yönlendirir.
To guide us with the light of love
– Bizi sevginin ışığıyla yönlendirir