Walls came down
– Duvarlar yıkıldı
Where did they go?
– Nereye gittiler?
I didn’t notice
– Fark etmedim.
When they fell, I fell for you
– Düştüklerinde, sana aşık oldum.
Smitten and hopelessly
– Vurulmuş ve umutsuzca
Lost in this feeling, maybe I’m healing
– Bu duyguda kayboldum, belki iyileşiyorum
I couldn’t be scared if I tried
– Deneseydim korkmazdım.
‘Cause nothing’s ever felt this right
– Çünkü hiçbir şey bu kadar doğru hissetmemişti.
I can’t hold back, I’m falling in love
– Kendimi tutamıyorum, aşık oluyorum.
It’s been right on the tip of my tongue
– Tam dilimin ucundaydı.
So here I go speaking honestly
– İşte dürüstçe konuşuyorum.
I think this is forever for me
– Sanırım bu benim için sonsuza kadar sürecek.
When we’re alone
– Yalnız olduğumuzda
Time floats away, we stare at each other
– Zaman süzülüp gidiyor, birbirimize bakıyoruz
Take me home
– Beni eve götür
I can’t wait to hug and thank your mother
– Sarılıp annene teşekkür etmek için sabırsızlanıyorum.
Here’s what I’d say: “He’s beautifully made
– Şöyle derdim: “Çok güzel yapılmış.”
I can’t wait to show you, you’ll see
– Sana göstermek için sabırsızlanıyorum, göreceksin
I promise his heart’s safe with me”
– Söz veriyorum kalbi benimle güvende. “
I can’t hold back, I’m falling in love
– Kendimi tutamıyorum, aşık oluyorum.
It’s been right on the tip of my tongue
– Tam dilimin ucundaydı.
So here I go speaking honestly
– İşte dürüstçe konuşuyorum.
I think this is forever for me
– Sanırım bu benim için sonsuza kadar sürecek.
They say, “You know when you find the one”
– Derler ki: “Onu ne zaman bulacağını biliyorsun.”
Just a look from you, I come undone
– Senden sadece bir bakış, geri geldim.
So here I go speaking honestly
– İşte dürüstçe konuşuyorum.
I think this is forever for me
– Sanırım bu benim için sonsuza kadar sürecek.
I can’t hold back I’ve fallen in love
– Kendimi tutamıyorum Aşık oldum
It’s been right on the tip of my tongue
– Tam dilimin ucundaydı.
So here I go speaking honestly
– İşte dürüstçe konuşuyorum.
I think this is forever for me
– Sanırım bu benim için sonsuza kadar sürecek.
They say, “You know when you find the one”
– Derler ki: “Onu ne zaman bulacağını biliyorsun.”
Just a look from you, I come undone (Yeah, yeah)
– Senden sadece bir bakış, geri geldim (Evet, evet)
So here I go speaking honestly (Here I go)
– İşte gidiyorum dürüstçe konuşuyorum (İşte gidiyorum)
I think this is forever for me
– Sanırım bu benim için sonsuza kadar sürecek.
I think this is forever for me
– Sanırım bu benim için sonsuza kadar sürecek.
Kategoriler