Hey, baby, listen
– Hey, bebeğim, dinle
I know we’ve been through our share of problems
– Sorun payımızı yaşadığımızı biliyorum.
Been through our share of ups and downs
– İniş ve çıkışlardaki payımızı yaşadık.
But we, we’ve just come too far to throw it all away
– Ama biz, hepsini çöpe atmak için çok ileri gittik.
Wait a minute, let me, let me do it like this
– Dur bir dakika, şöyle yapmama izin ver.
We’ve had our problems, baby, mmm
– Sorunlarımız oldu bebeğim.
But we still made it through
– Ama yine de başardık
We’ve been through the storm, sugar, yes, we have
– Fırtınayı atlattık, tatlım, evet, atlattık.
And I’m still in love with you
– Ve hala sana aşığım
I see the pain, baby
– Acıyı görüyorum bebeğim.
Deep in your eyes
– Gözlerinin derinliklerinde
Even though you’re smiling
– Gülümsemene rağmen
I know it’s hard
– Zor olduğunu biliyorum
And it feels like we fell out of love
– Ve sanki aşktan düşmüş gibiyiz
Baby, hold on, ’cause
– Bebeğim, bekle, çünkü
We’ve come too far
– Buraya kadar geldik
(Yes we have, ooh baby, mmm)
– (Evet var, ooh bebeğim, mmm)
To give up on us
– Bizden vazgeçmek için
(Huh, we’ve been through so many things)
– (Huh, çok şey yaşadık)
We’ve been through too many things
– Çok fazla şey yaşadık.
(We’ve cried)
– (Ağladı ettik)
We’ve cried too many tears to throw it away
– Onu atmak için çok fazla gözyaşı döktük
(Huh, baby can I take my time and sing to you)
– (Bebeğim acele etmeyip sana şarkı söyleyebilir miyim?)
Ooh I’m so sorry, darling, yes, I am
– Çok üzgünüm hayatım, evet, üzgünüm.
I did some things I’m ashamed of
– Utandığım bazı şeyler yaptım.
But I’m just a man, angel, yes, I am
– Ama ben sadece bir erkeğim, angel, evet, öyleyim.
And sometimes we fall short to love
– Ve bazen aşık olmak için yetersiz kalırız
I see the pain, baby
– Acıyı görüyorum bebeğim.
Deep in your eyes
– Gözlerinin derinliklerinde
Even though you’re smiling
– Gülümsemene rağmen
I know it’s hard
– Zor olduğunu biliyorum
And it feels like we fell out of love
– Ve sanki aşktan düşmüş gibiyiz
Baby, hold on, ’cause
– Bebeğim, bekle, çünkü
We’ve come too far
– Buraya kadar geldik
(We’ve come too far, yes, we have, baby)
– (Çok uzun bir yol kat, Evet var, var, bebek)
To give up on us
– Bizden vazgeçmek için
(Mmm, we’ve been, oh, through too many things)
– (Mmm, çok fazla şey yaşadık)
We’ve been through too many things (Hey)
– Çok fazla şey yaşadık (Hey)
We’ve cried too many tears to throw it away
– Onu atmak için çok fazla gözyaşı döktük
(To throw it all away, hey, ooh, ooh, ooh)
– (Hepsini atmak için, hey, ooh, ooh, ooh)
We’ve come too far
– Buraya kadar geldik
(We’ve come too far, yes, we have, baby, don’t you hear me tonight)
– (Çok ileri gittik, evet, geldik bebeğim, bu gece beni duymuyor musun)
To give up on us
– Bizden vazgeçmek için
(Everything we’ve been through we’ve been through for a reason)
– (Yaşadığımız her şeyin bir sebebi vardı)
We’ve been through too many things (Hey, hey)
– Çok fazla şey yaşadık (Hey, hey)
We’ve cried too many tears to throw it away
– Onu atmak için çok fazla gözyaşı döktük
(We’ve cried, hey, hey, hey, hey)
– (Ağladık, hey, hey, hey, hey)
Don’t think I fell out of love (You are)
– Aşktan düştüğümü sanma (Sen)
You are the one that I need (Believe me, baby)
– İhtiyacım olan sensin (inan bana bebeğim)
Believe me, baby, I’ve got
– İnan bana bebeğim
No regret that I [?] (Break it down, yeah)
– Pişman değilim [?[Yıkmak, evet)
(We’ve come too far)
– (Çok uzun bir yol kat ettik)
Come here, baby, mmm
– Buraya gel, bebeğim, mmm
Can I take my time and talk to you for a minute?
– Acele etmeyip seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Baby, I’m sorry for coming home so late at night
– Bebeğim, gece geç saatte eve geldiğim için üzgünüm.
(We’ve come too far)
– (Çok uzun bir yol kat ettik)
Ooh, yes, I am, baby
– Ooh, evet, ben, bebek
Hurts me so bad to see you crying, yes, it does
– Ağladığını görmek beni çok üzüyor, evet, öyle
(We’ve come too far)
– (Çok uzun bir yol kat ettik)
Every tear you cry, it hurts me, baby, hurts me, baby
– Ağladığın her gözyaşı canımı yakıyor bebeğim, canımı yakıyor bebeğim
(To give up on us)
– (Bizden vazgeçmek için)
Every tear you cry, I have to say, baby, that I’m sorry
– Ağladığın her gözyaşı için özür dilemeliyim bebeğim.
(We’ve been through too many things)
– (Çok fazla şey yaşadık)
I’m sorry
– Üzgünüm
(We’ve cried too many tears to throw it away)
– (Onu atmak için çok fazla gözyaşı döktük)
Baby, it cuts me like a knife
– Bebeğim, beni bıçak gibi kesiyor.
To hurt you so bad
– Seni çok incitmek için
(We’ve come too far)
– (Çok uzun bir yol kat ettik)
Ooh wee, baby, yes, we have
– Ooh wee, bebeğim, evet, var
(We’ve come too far)
– (Çok uzun bir yol kat ettik)
We’ve come too far, hey, hey
– Çok ileri geldik, hey, hey
Kategoriler