Call it love and devotion
– Buna aşk ve bağlılık deyin
Call it the mom’s adoration
– Anne’nin hayranlığı diyelim
Foundation
– Temeli
A special bond of creation, hah
– Özel bir yaratılış bağı , hah
For all the single mums out there going through frustration
– Hayal kırıklığına uğrayan bekar anneler için
She works the night, by the water
– O geceleri çalışır , su ile
She’s gonna stress, so far away
– Stresini atar , çok çok uzağa
From her father’s daughter
– Babasının kızı tarafından
She just wants a life for her baby
– O sadece bebeği için bir yaşam ister
All on her own, no one will come
– Hep tek başına , kimse gelmeyecek
She’s got to save him (daily struggle)
– Onu kurtarmak zorundadır (günlük mücadele )
She tells him “uh, love, no one’s ever gonna hurt you, love
– O ona söyler ”uh,aşkım,kimse seni incitemeyecek , aşkım
I’m gonna give you all of my love
– Aşkım her şeyi sana veriyorum
Nobody matters like you”
– Kimse senin gibi önemli değil
She tells him “your life ain’t gonna be nothing like my life
– O ona söyler ” hayatında hiç bir şey benim hayatımdaki gibi olmaz
You’re gonna grow and have a good life
– Sen büyüyeceksin ve iyi bir hayatın olacak
I’m gonna do what I’ve got to do
– Gerekeni yapacağım
So, Rockabye baby, Rockabye
– Bu yüzden Ninni bebeğim, Rockabye (Ninni)
I’m gonna rock you
– Ben seni sallıyorum
Rockabye baby, don’t you cry
– Rockabye (ninni) bebeğim , ağlama
Somebody’s got you
– Birileri seni buldu
Rockabye baby, Rockabye
– Rockabye(ninni) bebeğim ,Rockabye(ninni)
I’m gonna rock you
– Ben seni sallıyorum
Rockabye baby, don’t you cry
– Rockabye bebeğim , ağlama
Rockabye, no
– Rockabye, hayır
Rockabye-rocka-rocka-rocka-bye
– Rockabye rocka-rocka-rocka-bye
Rockabye, oh oh yeah
– Rockabye,oh oh evet
Rockabye-rocka-rocka-rocka-bye
– Rockabye rocka-rocka-rocka-bye
Single mama you doing out there
– Bekar anne burada işini yapıyor
Facing the hard life, without no fear
– Zor hayatlarla yüzleşiyor , gözyaşı dökmeden
Just so you know that you really care
– Sadece gerçekten güvende olduğunu bil
Cause any obstacle come you’re well prepared
– Çünkü gelmen için engel yok sen iyi hazırlanmışsın
And no mama, you never set tear
– Ve annen yoksa , sen asla gözyaşı dökme
Cause you have to set things year and to year
– Çünkü seneleri yollara göre ayarlamalısın
And you give the youth love beyond compare
– Ve gençlik aşkının ötesine geçmelisin
You find his school fee and the bus fare
– Sen okul ücretini ve otobüs ücretini bul
Mmm Marie, the paps’ disappear
– Mmm Marie , Lapalar ortadan kayboldu
In the round back can’t find him nowhere
– Arkada onu hiç bir yerde bulamıyorum
Steadily you work flow, everything you know
– Giderek biliyorsun akışı , her şeyi biliyorsun
You know say you nuh stop the time fi a jear
– Sana söyleyeceğimi biliyorsun bir jear ücreti için zamanı durduramazsın
Now she gotta a six year old
– Şimdi o altı yaşına geldi
Trying to keep him warm
– Onu sıcak tutmayı deniyorum
Trying to keep out the cold
– Soğuktan korumaya çalışıyorum
When he looks her in the eyes
– Gözlerine baktığında
Call it love and devotion
– Buna aşk ve bağlılık deyin
Call it the mom’s adoration
– Anne’nin hayranlığı diyelim
Foundation
– Temeli
A special bond of creation, hah
– Özel bir yaratılış bağı , hah
For all the single mums out there going through frustration
– Hayal kırıklığına uğrayan bekar anneler için
She works the night, by the water
– O geceleri çalışır , su ile
She’s gonna stress, so far away
– Stresini atar , çok çok uzağa
From her father’s daughter
– Babasının kızı tarafından
She just wants a life for her baby
– O sadece bebeği için bir yaşam ister
All on her own, no one will come
– Hep tek başına , kimse gelmeyecek
She’s got to save him (daily struggle)
– Onu kurtarmak zorundadır (günlük mücadele )
She tells him “uh, love, no one’s ever gonna hurt you, love
– O ona söyler ”uh,aşkım,kimse seni incitemeyecek , aşkım;
I’m gonna give you all of my love
– Aşkım her şeyi sana veriyorum
Nobody matters like you”
– Kimse senin gibi önemli değil
She tells him “your life ain’t gonna be nothing like my life
– O ona söyler ” hayatında hiç bir şey benim hayatımdaki gibi olmaz
You’re gonna grow and have a good life
– Sen büyüyeceksin ve iyi bir hayatın olacak
I’m gonna do what I’ve got to do
– Gerekeni yapacağım
So, Rockabye baby, Rockabye
– Bu yüzden Ninni bebeğim, Rockabye (Ninni)
I’m gonna rock you
– Ben seni sallıyorum
Rockabye baby, don’t you cry
– Rockabye (ninni) bebeğim , ağlama
Somebody’s got you
– Birileri seni buldu
Rockabye baby, Rockabye
– Rockabye(ninni) bebeğim ,Rockabye(ninni)
I’m gonna rock you
– Ben seni sallıyorum
Rockabye baby, don’t you cry
– Rockabye bebeğim , ağlama
Rockabye, no
– Rockabye, hayır
Rockabye-rocka-rocka-rocka-bye
– Rockabye rocka-rocka-rocka-bye
Rockabye, oh oh yeah
– Rockabye,oh oh evet
Rockabye-rocka-rocka-rocka-bye
– Rockabye rocka-rocka-rocka-bye
Single mama you doing out there
– Bekar anne burada işini yapıyor
Facing the hard life, without no fear
– Zor hayatlarla yüzleşiyor , gözyaşı dökmeden
Just so you know that you really care
– Sadece gerçekten güvende olduğunu bil
Cause any obstacle come you’re well prepared
– Çünkü gelmen için engel yok sen iyi hazırlanmışsın
And no mama, you never set tear
– Ve annen yoksa , sen asla gözyaşı dökme
Cause you have to set things year and to year
– Çünkü seneleri yollara göre ayarlamalısın
And you give the youth love beyond compare
– Ve gençlik aşkının ötesine geçmelisin
You find his school fee and the bus fare
– Sen okul ücretini ve otobüs ücretini bul
Mmm Marie, the paps’ disappear
– Mmm Marie , Lapalar ortadan kayboldu
In the round back can’t find him nowhere
– Arkada onu hiç bir yerde bulamıyorum
Steadily you work flow, everything you know
– Giderek biliyorsun akışı , her şeyi biliyorsun
You know say you nuh stop the time fi a jear
– Sana söyleyeceğimi biliyorsun bir jear ücreti için zamanı durduramazsın
Now she gotta a six year old
– Şimdi o altı yaşına geldi
Trying to keep him warm
– Onu sıcak tutmayı deniyorum
Trying to keep out the cold
– Soğuktan korumaya çalışıyorum
When he looks her in the eyes
– Gözlerine baktığında
He don’t know he’s safe
– Güvenli olduğunu bilmiyor
He don’t know he’s safe
– Güvenli olduğunu bilmiyor