Bro
– Kardeş
What up?
– Ne kadar?
Where are you?
– Neredesin?
‘Fuck you at?
– Siktirip mi gidiyorsun?
Um
– Um
Sound crowed as fuck
– Ses lanet gibi öttü
I’m ’bout to go home, I’m tryna, tryna go to you, can I?
– Eve gitmek ya ben, hassas, duygusal ve kırılgan, hassas, duygusal ve kırılgan sen git, ben?
I ain’t even at the house right now
– Şu anda evde bile değilim.
So when are you gonna be at your house?
– Ne zaman evinde olacaksın?
I don’t know, in a minute
– Bilmiyorum, bir dakika içinde
Okay, I’m just gonna go home, I guess
– Tamam, eve gideceğim sanırım.
I just want the blue cheese and the Thousand Islands
– Sadece mavi peynir ve Bin Ada istiyorum.
Bitch, you want me to punch you, bitch you wylin’-wylin’
– Kaltak, seni yumruklamamı istiyorsun, kaltak seni gülünç-gülünç
Might not wanna come over here, ’cause bitch it’s crowded-crowded
– Buraya gelmek istemeyebilirsin, çünkü kaltak kalabalık-kalabalık
Unless you Master P and, bitch, you ’bout it-’bout it
– Eğer P’ye hakim olmazsan ve kaltak, sen buna -buna
Shawty ass a squirter, that’s a talent-talent
– Shawty ass bir fıskiye, bu bir yetenek-yetenek
King-sized beds, what’s a pallet-pallet
– Kral yataklar, palet paleti nedir
Even in Kindergarten, I wasn’t tattle-telling
– Anaokulunda bile anlatmıyordum.
I ain’t generous, I’m not Ellen-Ellen
– Cömert değilim, Ellen-Ellen değilim.
Life is sweet, nigga, love watermelon
– Hayat tatlıdır zenci, aşk karpuz
I got green and I’ll put it on ya’ melon
– Yeşilim var ve kavunun üzerine koyacağım.
Bad ass lil’ nigga on the corner sellin’
– Köşedeki kötü götlü küçük zenci satıyor
Young nigga hungry, got that mornin’ belly
– Genç zenci acıktı, karnı sabahladı
Nigga get money, don’t matter what you sellin’
– Zenci parayı al, ne satarsan sat
Tell ’em you a pit, get some dog repellant
– Onlara çukur olduğunu söyle, köpek kovucu getir.
Shorty got some time from a informant tellin’
– Bücür bir muhbirden biraz zaman aldı.
Baby bro like, “Give it to me, nigga, I’ma sell it”
– Küçük kardeşim, “Ver onu bana, satacağım.”
Baby bro got’ take it over if he smarter wit’ it
– Baby bro ‘daha zekiyse onu devraldı’
And I’m smokin’ on that musty, call me armpit-mint
– Ve o küfün üzerinde sigara içiyorum, bana koltuk altı nane deyin
I be lettin’ my chain and wrist talk to a bunch of bitches
– Zincirimle bileğimin bir grup sürtükle konuşmasına izin veriyorum.
You could get your guy rolled nigga, no Tzaziki
– Adamına haddeleme yaptırabilirsin zenci, Tzaziki yok
At ya’ head, no Medusa-‘dusa
– Senin kafanda Medusa-dusa yok.
You know I be wit’ gorillas, nigga, Ooka-ooka
– Zeki goriller olduğumu biliyorsun zenci, Ooka-ooka
Even when I’m by myself, I’m a noodle-knocka
– Tek başınayken bile, ben bir erişteciyim.
Pulled up, shittin’ on a nigga Dooka-dooka
– Yukarı çekti, Dooka bir zenciyi dooka sıçtık-
I know I ain’t gotta do it, but I’m a Pistol-tota’
– Bunu yapmak zorunda olmadığımı biliyorum ama ben bir tabancayım.
Just in case the opps see me, be like, “There go Sosa”
– Opp’lerin beni görmesi ihtimaline karşı, “İşte Sosa” gibi ol.
Gotta’ walk the cops off me like, “Let’s go Sosa
– “Hadi gidelim Sosa” gibi polisleri üzerimden atmalıyım.
“What the fuck you was just doing up in Mexico, Sosa?”
– “Meksika’da ne halt ediyordun, Sosa?”
Shawty’ said, “When’s the last time you been to Chicago, Sosa?”
– Shawty, “Chicago’ya en son ne zaman gittin Sosa?”
She like, “When the fuck you gon’ stop smokin’ that petrol, Sosa?”
– “O benzini içmeyi ne zaman bırakacaksın Sosa?”
She like, “You smokin’ gas, but first it was that retro, Sosa.”
– “Gaz içiyorsun ama önce o retro’ydu Sosa.”
She like, “You ridin’ in foreigns, but first it was that Metro, Sosa.”
– “Yabancılara biniyorsun ama önce o Metroydu Sosa.”
You drunk?
– Sarhoş musun?
Aye, aye, aye
– Hay, hay, hay
I do
– Yaparım
Bang, huh
– Patlama, ha
I miss you
– Seni özledim
*laughter*
– *kahkaha*
Kategoriler