영원하고파
– Sonsuza dek.
영원히 소년이고 싶어 난 Aah
– Sonsuza kadar çocuk olmak istiyorum, Aah
Forever we are young
– Sonsuza dek gençiz
나리는 꽃잎 비 사이로
– Yağmur arasında boğumlu yaprakları
헤매어 달리는 이 미로
– Bu dolaşma labirenti
Forever we are young
– Sonsuza dek gençiz
넘어져 다치고 아파도
– Düşersin, incinirsin, hastalanırsın.
끝없이 달리네 꿈을 향해
– Sonsuzca hayalime doğru koşuyorum.
If I never met you
– Eğer seninle hiç tanışmasaydım
Oh 난 어떤 모습일까 baby
– Oh neye benziyorum bebeğim
Every time I miss you (Miss you)
– Seni her özlediğimde (Özledim)
습관이 돼버린 그 말
– Bu bir alışkanlık haline geldi.
(It’s so true)
– (Çok doğru)
눈을 떠보니 10년 전
– Gözlerimi açtığımda, 10 yıl önce
논현동을 서성이던
– Nonhyun-dong’a basıyordum.
너무 쉽게 울었고
– Çok kolay ağladım.
너무 쉽게 웃던 때
– O kadar kolay güldüğümde
많은 계절 뒤에
– Birçok mevsimin arkasında
겨우 뒤돌아봤을 때
– Zar zor geriye baktığımda
You always here with us together
– Her zaman bizimle birliktesin.
And every second was forever, oh
– Ve her saniye sonsuza kadardı, oh
측정할 수 없는 마음
– Ölçülemez Zihin
미끄러지던 내 삶
– Hayatımı kaybediyorum
베개에 머리가 닿으면
– Başın yastığa değdiğinde
깨지 않길 바랬던 밤 (Wake up)
– Uyanmak
이젠 네가 있는 여기
– Şimdi buradasın.
This a new home to me
– Burası benim için yeni bir ev
언제든 돌아올 테니까
– Her zaman geri geleceğim.
Baby, don’t you worry
– Bebeğim, merak etme sen
우리가 걷는 이 길이
– Bu uzunlukta yürüyoruz
모두 다 길이 될 테니
– Hepsi bir sonraki uzunlukta olacak.
If I never met you
– Eğer seninle hiç tanışmasaydım
Oh 난 어떤 모습일까 baby
– Oh neye benziyorum bebeğim
Every time I miss you (Miss you)
– Seni her özlediğimde (Özledim)
습관이 돼버린 그 말
– Bu bir alışkanlık haline geldi.
(It’s so true)
– (Çok doğru)
You’re my best friend
– Sen benim en iyi arkadaşımsın
For the rest of my life
– Hayatımın geri kalanı için
하나 둘 셋
– Bir, iki, üç.
우리의 합
– Toplamımız
잊지 못해
– Bunu unutamam.
모든 순간
– Her an
Oh 나의 봄날을
– Oh benim bahar günüm
책임져준 flower, 덕분에 나다웠어
– Sorumluluğu üstlenen flower sayesinde öyleydim.
날 위로해 준 너의 그 무수한 말
– Beni rahatlatan sayısız sözün
그게 날 만든 거야
– Beni bu yaptı.
그래 넌 나의 젊음
– Evet, sen benim gençliğimsin.
또 나의 청춘
– Yine gençliğim
고마운 벗
– Minnettar Çıplak
내 자랑, 내 천국, 또 love
– Gururum, Cennetim, aşkım yine
사방이 깜깜했지
– Her yer karanlıktı.
그 사이 한줄기 빛
– Aradaki ışık akışı
정말 그대여서 다행이야 참
– Burada olmana çok sevindim.
함께임에 우린 빛나잖아
– Birlikte parlıyoruz.
달리고
– Koşmak.
또 넘어지고
– Yine düşüyorum.
일으켜주고
– O kadar olsun.
쓰러지기도 oh
– düşsen bile.
그 손 내밀어 주겠니
– Size yardım edeyim.
몇 번이든 일어날 테니
– Birkaç kez olacak.
힘들면 잠시 쉬어도 돼
– Eğer zorsa, ara verebilirsin.
널 기다리며 언제나 이곳에
– Her zaman burada seni bekliyorum.
Daydreamin’ ’bout us facin’
– Daydreamin’ ’bout bize facin’
Really don’t wanna say it, but
– Gerçekten söylemek istemiyorum ama
If I never met you
– Eğer seninle hiç tanışmasaydım
Oh 난 어떤 모습일까 baby
– Oh neye benziyorum bebeğim
Every time I miss you (Miss you)
– Seni her özlediğimde (Özledim)
습관이 돼버린 그 말
– Bu bir alışkanlık haline geldi.
(It’s so true)
– (Çok doğru)
You’re my best friend for the rest of my life
– Sen hayatımın geri kalanında en iyi arkadaşımsın.
I wish I could turn back time
– Keşke zamanı geri çevirebilseydim.
모든 게 쉽던 그때 (그때)
– Her şey(sonra da kolay olduğu)
더 많이 해줄 걸 그 말 (그 말)
– Daha fazlasını yapacağını söyledi.
I’ll be with you for the rest of my life, ooh, ooh
– Hayatım boyunca seninle olacağım, ooh, ooh
Rest of my life
– Hayatımın geri kalanı
Kategoriler