Blanchito, baby
– Blanchito, bebeğim.
Michelangelo, mettimi le ali, ah
– Michelangelo, kanatlarımı koy, ah
Uccidere un’emozione
– Bir duyguyu öldürmek
Farla bruciare sotto il sole
– Güneşte yanmasını sağla.
Soffocarla con le droghe
– Onu uyuşturucuyla boğmak
In un bagno di alcol
– Alkol banyosunda
Col profumo dell’estate
– Yazın kokusuyla
Le festine sulle barche
– Teknelerde bayramlar
Sotto un mare calmo
– Sakin bir denizin altında
Dritto come l’asfalto
– Asfalt gibi düz
Il cielo, no, non ha lentiggini stanotte
– Cennet, Hayır, bu gece çil yok
La luna invece sta attaccata alle finestre
– Ay pencerelere bağlı
Le mie pupille si ritirano nel buio
– Gözbebeklerim karanlıkta geri çekiliyor
Io mi addormento, in questo buco sono solo
– Uykuya dalıyorum, bu delikte yalnızım
Anche se giro come fossi un vagabondo
– Bir serseriymişim gibi sürsem bile
E mi sento come un pozzo senza fondo
– Ve dipsiz bir çukur gibi hissediyorum
Cercando qualcosa di nuovo
– Yeni bir şey mi arıyorsunuz
Che mi riempia questo vuoto
– Bu boşluğu doldurmama izin ver
Come ricordo la prima volta
– İlk kez hatırladığım gibi
La prima volta da innamorato
– Aşık ilk kez
Quel sapore non l’ho mai provato
– Hiç denemediğim o lezzet
Tu sei qualcosa che non c’è mai stato
– Hiç var olmuş bir şey var mı
Ti ho sognato
– Seni hayal ettim
Afrodite, eh
– Afrodit, ha
Tu sei qualcosa che non c’è mai stato
– Hiç var olmuş bir şey var mı
Riposa
– Dinlen
Che se l’ansia è prepotente
– Eğer kaygı zorba ise
Riprova, ah
– Tekrar dene, ah
Aumentami le endorfine
– Endorfinlerimi arttır
Fammi stanotte più felice
– Bu gece beni daha mutlu et.
Dammi un motivo tu per vivere
– Bana yaşamak için bir sebep ver
Una ragione in più per ridere che mi riempia questo vuoto
– Bu boşluğu doldurduğuma gülmek için daha fazla sebep
Come ricordo la prima volta
– İlk kez hatırladığım gibi
La prima volta da innamorato
– Aşık ilk kez
Quel sapore non l’ho mai provato
– Hiç denemediğim o lezzet
Tu sei qualcosa che non c’è mai stato
– Hiç var olmuş bir şey var mı
Ti ho sognato
– Seni hayal ettim
Afrodite, eh
– Afrodit, ha
Tu sei qualcosa che non c’è mai stato
– Hiç var olmuş bir şey var mı
Tu sei qualcosa che non c’è mai stato
– Hiç var olmuş bir şey var mı
Quando hai chiamato, ho corso e son venuto di corsa
– Sen aradığında koştum ve koşarak geldim.
Siamo a piedi nudi sopra i fili spinati
– Dikenli tellerin üzerinde yalınayak duruyoruz.
Non ti ho chiesto per cosa, senza volere cose
– Bir şey istemeden senden ne istemedim.
Son venuto da solo, da solo a cercarti
– Yalnız geldim, yalnız seni arıyordum.
Uccidere un’emozione
– Bir duyguyu öldürmek
Farla bruciare sotto il sole
– Güneşte yanmasını sağla.
Soffocarla con le droghe
– Onu uyuşturucuyla boğmak
In un bagno di alcol
– Alkol banyosunda
Col profumo dell’estate
– Yazın kokusuyla
Le festine sulle barche
– Teknelerde bayramlar
Sotto un mare calmo
– Sakin bir denizin altında
Dritto come l’asfalto
– Asfalt gibi düz
Kategoriler