I just call it like I see it
– Sadece gibi görüyorum onu diyorum
And I’m liking what I’m seeing in you
– Ve sende gördüklerimi beğeniyorum.
Oh, yeah
– Oh, evet
I just call it like I see it
– Sadece gibi görüyorum onu diyorum
And I’m liking what I’m seeing in you
– Ve sende gördüklerimi beğeniyorum.
Oh, yeah
– Oh, evet
Pull up on you, that’s an intro
– Kendine gel, bu bir giriş
Just can’t help it when you look like that
– Sadece bakmak istediğin zaman yardımcı olabilir
Spinning like a disco, uh
– Disko gibi dönüyor, uh
Make me want to make a demo track
– Bir demo parçası yapmak istememi sağla
Got me feeling like I’m retro
– Kendimi retro gibi hissediyorum.
Leave your friends in the friend zone, right?
– Arkadaşlarını arkadaş bölgesinde bırak, tamam mı?
You can meet me in the end zone, right?
– Benimle son bölgede buluşabilirsin, değil mi?
Let’s keep it simple, baby
– Basit tutalım bebeğim.
I’m too upfront
– Çok açık değilim
Not from this point of view
– Görüş değil bu noktada
(Pretty from the ground up)
– (Sıfırdan güzel)
Don’t wanna say too much
– Bunu yapmak çok fazla söyleme
But what you trying to do? Oh
– Ama ne yapmaya çalışıyorsun? Ey
I just call it like I see it
– Sadece gibi görüyorum onu diyorum
And I’m liking what I’m seeing in you
– Ve sende gördüklerimi beğeniyorum.
Oh, yeah
– Oh, evet
I just call it like I see it
– Sadece gibi görüyorum onu diyorum
And I’m liking what I’m seeing in you
– Ve sende gördüklerimi beğeniyorum.
Oh, yeah
– Oh, evet
Out of this world like satellite
– Bu dünyadan uydu gibi
Taking me straight to paradise
– Beni doğruca cennete götürmek
Got me up in my feels tonight, feels tonight, feels tonight
– Bu gece hislerime kapıldım, bu gece hislerime, bu gece hislerime
Out of this world like satellite
– Bu dünyadan uydu gibi
Taking me straight to paradise
– Beni doğruca cennete götürmek
Got me up in my feels tonight, feels tonight, feels tonight, yeah
– Beni bu gece hislerime soktun, bu gece hislerime, bu gece hislerime, evet
You blow my mind (Yo)
– (Yo)aklımı başımdan alıyorsun
This feels like Space X (Space X)
– Bu Uzay X gibi geliyor (Uzay X)
Defying science (No)
– Bilime meydan okumak (Hayır)
Floating out of this universe (Ha)
– Bu evrenden süzülen (Ha)
Love you like I do it for a living
– Seni yaşamak için yaptığım gibi seviyorum.
Whenever we’re together it’s a given (Whenever)
– Ne zaman birlikteysek, verilen bir şeydir (Ne zaman)
Never hit the pool but still you’re drippin’ (Stupid)
– Havuza hiç girmedin ama yine de damlıyorsun (Aptal)
I don’t wanna be rude but I just
– Kaba olmak istemiyorum ama sadece
Call it like I see it
– Gördüğüm gibi söyle
And I’m liking what I’m seeing in you
– Ve sende gördüklerimi beğeniyorum.
I just call it like I see it
– Sadece gibi görüyorum onu diyorum
And I’m liking what I’m seeing in you
– Ve sende gördüklerimi beğeniyorum.
Oh, yeah
– Oh, evet
Out of this world like satellite (Yeah, yeah)
– Bu dünyadan uydu gibi (Evet, evet)
Taking me straight to paradise
– Beni doğruca cennete götürmek
Got me up in my feels tonight, feels tonight, feels tonight
– Bu gece hislerime kapıldım, bu gece hislerime, bu gece hislerime
Out of this world like satellite
– Bu dünyadan uydu gibi
Taking me straight to paradise
– Beni doğruca cennete götürmek
Got me up in my feels tonight, feels tonight, feels tonight (In my feels tonight, yeah)
– Beni bu gece hislerimde uyandırdı, bu gece hissediyor, bu gece hissediyor (Bu gece hislerimde, evet)
Call it like I see it, so you know, oh
– Gördüğüm gibi söyle, yani bilirsin, oh
Come on, ha!
– Hadi, ha!
Oh yeah, ooh
– Oh evet, ooh
Kategoriler