Boy, I know you can’t help but to be yourself ’round me
– Oğlum, yanımda kendin olmaktan başka yardım edemeyeceğini biliyorum.
Yourself ’round me, no
– Etrafımda dolan, hayır
And I know nobody’s perfect, so I’ll let you be
– Ve kimse mükemmel değil biliyorum, sana haber veririm
I’ll let you be
– Sana izin vereceğim
It’s the way you wear your emotions on both of your sleeves, oh
– Duygularını iki koluna da böyle takıyorsun, oh
To the face you make when I tell you that I have to leave, ooh
– Sana gitmem gerektiğini söylediğimde yaptığın yüze, ooh
But I like it, baby
– Ama hoşuma gitti bebeğim.
Ooh, I like it, baby
– Ooh, ben onu seviyorum, bebeğim
But I like it, baby, baby
– Ama hoşuma gitti, bebeğim, bebeğim
But I like it, baby
– Ama hoşuma gitti bebeğim.
Oh, we don’t need the world’s acceptance, they’re too hard on me
– Bunu dünyanın kabul etmesi gerek yok, benim için de zor oluyor
They’re too hard on you, boy
– Sana çok yükleniyorlar evlat.
I’ll always be your secret weapon in your arsenal, your arsenal
– Cephaneliğinde, cephaneliğinde daima gizli silahın olacağım.
And I know you had it rough growin’ up, but that’s okay (That’s okay, baby)
– Ve büyümenin zor olduğunu biliyorum, ama sorun değil (Sorun değil bebeğim)
I like it rough (That’s okay, baby)
– Sert severim (Sorun değil bebeğim)
Even when you let your feelings get in the way (Let your feelings get in the way)
– Duygularınızın yoluna girmesine izin verseniz bile (Duygularınızın yoluna girmesine izin verin)
I still like it, baby
– Hala hoşuma gidiyor bebeğim.
Ooh, I like it, baby (Like it, baby)
– Ooh, hoşuma gitti bebeğim (Hoşuma gitti bebeğim)
But I like it, baby (Like it, baby)
– Ama hoşuma gitti bebeğim (Hoşuma gitti bebeğim)
Baby, baby (Like it, baby)
– Bebek, bebek (Gibi, bebek)
I still like it, baby
– Hala hoşuma gidiyor bebeğim.
Baby, baby, baby
– Bebeğim, bebeğim, bebeğim
Say, say you won’t change
– Söyle, değişmeyeceğini söyle
I love the little things that make you you
– Seni sen yapan küçük şeyleri seviyorum.
Ooh, the rest of the world is strange, stay in our lane
– Dünyanın geri kalanı garip, bizim şeridimizde kal.
Just you and me and our family
– Sadece sen, ben ve ailemiz
I think you’re so cool
– Çok havalı olduğunu düşünüyorum
(Even though I’m cooler than you)
– (Senden daha havalı olmama rağmen)
Boy, I love that you can’t help but be yourself around me
– Oğlum, yardım edemeyeceğini ama benim yanımda kendin olmanı seviyorum.
Yourself around me
– Etrafımda kendin
Sugar, well, you trippin’, I know we’ll make up and make love
– Şekerim, seni üçkağıtçı, barışacağımızı ve sevişeceğimizi biliyorum.
So I’ll let you be
– Bu yüzden sana izin vereceğim
I’ll let you be
– Sana izin vereceğim
It’s the way you listen when I’m cryin’, you let me lean in
– Ağlarken beni böyle dinlersin, içeri yaslanmama izin verirsin.
It’s the way you want one more kiss after you said you were leaving
– Gideceğini söyledikten sonra bir öpücük daha istemenin yolu bu.
But I like it, baby (Yes, I like it, baby)
– Ama hoşuma gitti bebeğim (Evet, hoşuma gitti bebeğim)
Babe (Yes, I like it, baby)
– Bebeğim (Evet, hoşuma gitti bebeğim)
Yes, I like it, baby (Like it, baby)
– Evet, sevdim bebeğim (Sevdim bebeğim)
Like it (Like it), I like it
– Beğen (Beğen), beğendim
I love it, baby
– Bayıldım bebeğim.
I like it, baby
– Hoşuma gitti bebeğim.
I like it, I love it, baby
– Onu seviyorum, onu seviyorum, bebeğim
I like it, baby, yeah, I like it, oh, like it
– Hoşuma gitti bebeğim, evet, hoşuma gitti, oh, hoşuma gitti
I like it, yeah
– Evet çok güzel
I like, I like it, baby
– Seviyorum, seviyorum, bebeğim
I like it, baby
– Hoşuma gitti bebeğim.
I like it, baby
– Hoşuma gitti bebeğim.
Baby, come on over
– Bebek, gel
Ooh, I like it, baby
– Ooh, ben onu seviyorum, bebeğim
Who loves you, baby? Baby
– Seni kim seviyor bebeğim? Bebek
Kategoriler