(Don’t play me)
– (Benimle oynama)
(Don’t play me)
– (Benimle oynama)
Ooh, ooh (I wanna be church girl)
– Ooh, ooh (Kilise kızı olmak istiyorum)
Ooh (I wanna be church girl)
– Ooh (Kilise kızı olmak istiyorum)
Ooh (I wanna be church girl)
– Ooh (Kilise kızı olmak istiyorum)
(Me, me, me, e-ee)
– (Ben, ben, ben, e-ee)
I been up, I been down
– Yukarıdaydım, aşağıdaydım.
Feel like I move mountains, got friends that cried fountains, ohh
– Dağları yerinden oynatıyormuşum gibi hissediyorum, ağlayan arkadaşlarım var çeşmeler, ohh
I’m warning everybody soon as I get in this party
– Bu partiye girer girmez herkesi uyarıyorum.
I’m gon’ let go of this body, I’m gonna love on me
– Bu bedeni bırakacağım, beni seveceğim.
Nobody can judge me but me
– Kimse beni yargılayabilir ama bana
I was born free (Ooh)
– Özgür doğdum (Ooh)
I’ll drop it like a thottie, drop it like a thottie
– Bir thottie gibi atacağım, bir thottie gibi atacağım
I said now pop it like a thottie, pop it like a thottie (You bad)
– Dedim ki, şimdi bir thottie gibi patlat, bir thottie gibi patlat (Sen kötüsün)
We said now drop it like a thottie, drop it like a thottie (You bad)
– Şimdi bir thottie gibi bırak dedik, bir thottie gibi bırak (Sen kötüsün)
Church girls acting loose, bad girls acting snotty (You bad)
– Kilise kızları gevşek davranıyor, kötü kızlar sümüklü davranıyor (Sen kötüsün)
Let it go, girl (Let it go), let it out, girl (Let it out)
– Bırak gitsin, kızım (Bırak gitsin), bırak gitsin, kızım (Bırak gitsin)
Twirl that ass like you came up out the South, girl (Uh, uh)
– O kıçı güneyden çıkmış gibi çevir kızım (Uh, uh)
I said now drop it like a thottie, drop it like a thottie (You bad)
– Şimdi bir thottie gibi bırakın, bir thottie gibi (kötü)bırakın dedim
Bad girl acting naughty, church girl, don’t hurt nobody
– Kötü kız yaramazlık yapıyor, kilise kızı, kimseye zarar verme
You can be my daddy if you want to
– İstersen babam olabilirsin.
You, you can be my daddy if you want to
– Sen, istersen babam olabilirsin.
You can get it tatted if you want to
– İstersen dövme yaptırabilirsin.
You, you can get it tatted if you want to (She ain’t gonna hurt nobody)
– Sen, istersen dövme yaptırabilirsin (Kimseye zarar vermeyecek)
Put your lighters in the sky, get this motherfucker litty
– Çakmaklarını gökyüzüne koy, bu orospu çocuğunu yakala litty.
She gon’ shake that ass and them pretty tig ol’ bitties (Huh)
– O kıçını sallayacak ve o güzel tig ol ‘ bitties (Huh)
So get your acts up (What), get your map up (Huh)
– Öyleyse gösterilerinizi kaldırın (Ne), haritanızı kaldırın (Huh)
I’ma back it up (Ah), back it, back it up (Back it, back it up)
– Geri çekeceğim (Ah), geri çekeceğim, geri çekeceğim (Geri çekeceğim, geri çekeceğim).
I’ma buss it, buss it, buss it, buss it, act it up (Act it up)
– Otobüsün olayım, otobüs, bu otobüs, bu otobüs değil, (Act up)bu kadar hareket
I see them grey sweats (Grey sweats), I see a blank check
– Onları gri terler görüyorum (Gri terler), boş bir çek görüyorum
Mm, I’m finally on the other side
– Sonunda diğer taraftayım.
I finally found the extra smiles
– Sonunda fazladan gülümsemeler buldum.
Swimming through the oceans of tears we cried (Tears that we’ve cried)
– Ağladığımız gözyaşlarının okyanuslarında yüzmek (Ağladığımız gözyaşları)
You know we got church in the morning (The morning)
– Biliyorsun sabah kilisemiz var (Sabah)
But you doin’ God’s work, you go in (Ooh)
– Ama Tanrı’nın işini yapıyorsun, içeri giriyorsun (Ooh)
She ain’t tryna hurt nobody (Ooh)
– Kimseye bir hassas, duygusal ve kırılgan değil (Ooh)
She just tryna do the best she can (Ooh)
– Adamımın sadece (Ooh)en iyi o olabilir mi
Happy on her own
– Kendi başına mutlu
With her friends, without a man
– Arkadaşlarıyla, erkeksiz
I’m warnin’ everybody
– Beni durduracak herkes değilim
Soon as I get in this party
– Bu partiye girer girmez
I’m gon’ let go of this body
– Bu cesedi bırakacağım.
I’m gonna love on me
– Beni seveceğim
Nobody can judge me but me
– Kimse beni yargılayabilir ama bana
I was born free (Born free)
– Özgür doğdum (Özgür doğdum)
I’ll drop it like a thottie, drop it like a thottie (Free)
– Bir thottie gibi atacağım, bir thottie gibi atacağım (Ücretsiz)
I said now pop it like a thottie, pop it like a thottie (You bad, free)
– Şimdi onu bir thottie gibi patlat dedim, bir thottie gibi patlat (Sen kötü, özgürsün)
We said now drop it like a thottie, drop it like a thottie (You bad)
– Şimdi bir thottie gibi bırak dedik, bir thottie gibi bırak (Sen kötüsün)
Church girls acting loose, bad girls acting snotty (You bad)
– Kilise kızları gevşek davranıyor, kötü kızlar sümüklü davranıyor (Sen kötüsün)
Let it go, girl (Let it go), let it out, girl (Let it out)
– Bırak gitsin, kızım (Bırak gitsin), bırak gitsin, kızım (Bırak gitsin)
Twirl that ass like you came up out the South, girl (Uh, uh)
– O kıçı güneyden çıkmış gibi çevir kızım (Uh, uh)
I said now drop it like a thottie, drop it like a thottie (You bad)
– Şimdi bir thottie gibi bırakın, bir thottie gibi (kötü)bırakın dedim
Bad girl acting raunchy, church girl, don’t hurt nobody
– Kötü kız müstehcen davranıyor, kilise kızı, kimseye zarar verme
You can be my daddy if you want to (You bad)
– İstersen benim babam olabilirsin (Seni kötü)
You, you can get it tatted if you want to (You bad)
– Sen, istersen dövme yaptırabilirsin (Sen kötüsün)
Put your lighters in the sky, get this motherfucker litty (You bad)
– Çakmaklarını gökyüzüne koy, bu orospu çocuğunu yakala litty (Seni kötü)
She gon’ shake that ass and them pretty tig old bitties
– O kıçını sallayacak ve o güzel tig yaşlı bitties
So get your acts up (Uh), get your map up (Uh-uh)
– O yüzden gösterilerinizi kaldırın (Uh), haritanızı kaldırın (Uh-uh)
I’ma back it up (Back it up), back it, back it up (Back it, back it up)
– Geri (Geri sar) bu dağ yaptım, geri dön (Geri, geri)
I’ma buss it, buss it, buss it, buss it, act it up (Act it up)
– Otobüsün olayım, otobüs, bu otobüs, bu otobüs değil, (Act up)bu kadar hareket
I see them grey sweats (Grey sweats), I see a blank check
– Onları gri terler görüyorum (Gri terler), boş bir çek görüyorum
Must be the cash ’cause it ain’t your face
– Nakit olmalı çünkü bu senin yüzün değil.
It must be the cash ’cause it ain’t your face
– Para yüzünden olmalı çünkü bu senin yüzün değil.
Now do it, baby, stick it, baby, do it, baby, stick it
– Şimdi yap, bebeğim, yap, bebeğim, yap, bebeğim, yap
Baby, do it, baby, spin it, spin it, baby, do it
– Bebeğim, yap, bebeğim, döndür, döndür, bebeğim, yap
Spin that cash a little harder
– Parayı biraz daha çevir
And she might let you dive in the water
– Ve suya dalmana izin verebilir.
Drop it like a thottie, drop it like a thottie
– Bir thottie gibi bırak, bir thottie gibi bırak
Na, na, na, now drop it like a thottie, drop it like a thottie
– Na, na, na, şimdi bir thottie gibi bırak, bir thottie gibi bırak
Oh, oh, drop it like a thottie, drop it like a thottie
– Oh, oh, bir thottie gibi bırak, bir thottie gibi bırak
Good girls actin’ bad, church girls don’t hurt nobody
– İyi kızlar kötü davranıyor, kilise kızları kimseye zarar vermiyor.
I ain’t tryna hurt nobody (Mmm)
– Kimseye (Mmm)hassas, duygusal ve kırılgan değilim
Tryna bring a life up in your body (Mmm-mm, mmm)
– Vücudunuzda bir hayat yaratmaya çalışın (Mmm-mm, mmm)
Kategoriler