Hey!
– Hey!
You tell me what I want, what I wanna hear
– Ne istediğimi söyle, ne duymak istediğimi
Make me believe in magic then disappear
– Beni büyüye inandır ve sonra kaybol
You’ve got a sharp tongue, like a razor blade
– Keskin bir dilin var, tıraş bıçağı gibi
You put a knife into my back and try to write your name
– Sırtıma bıçak dayadın ve adını yazmaya çalıştın.
So tell me, why you, you never tell the truth?
– Söylesene, neden hiç doğruyu söylemiyorsun?
Bois lie, I can too
– Bois yalan söylüyor, ben de yapabilirim.
Revenge is my sweet tooth
– İntikam benim tatlı dişim
Girls cry and so will you
– Kızlar ağlıyor ve sen de ağlayacaksın
‘Cause bois lie, bois lie
– Çünkü bois yalan söylüyor, bois yalan söylüyor
Yeah, so tell me why, why you tell your friends
– Evet, söyle bana neden, neden arkadaşlarına söylüyorsun
I’m the bad guy when you’re the villain? (Yeah)
– Sen kötü adamken ben kötü adam mıyım? (Evet)
I worshipped your religion (Uh)
– Senin dinine taptım.
I was faithful, you were the one who sinned, damn
– Ben sadıktım, günah işleyen sendin, lanet olsun
So tell me why you, you never tell the truth?
– Bana neden doğruyu söylemediğini söyle?
You never tell the truth
– Asla doğruyu söylemezsin.
Bois lie, I can too
– Bois yalan söylüyor, ben de yapabilirim.
Revenge is my sweet tooth
– İntikam benim tatlı dişim
Girls cry and so will you
– Kızlar ağlıyor ve sen de ağlayacaksın
‘Cause bois lie, bois lie
– Çünkü bois yalan söylüyor, bois yalan söylüyor
Lie, l-lie, lie, lie, lie, l-liar
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, l-yalancı
Lie, l-lie, lie, lie, lie, bois lie
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, bois yalan
Lie, l-lie, lie, lie, lie, l-liar
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, l-yalancı
Lie, l-lie, lie, lie, lie
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan
I’ve heard your little story (Story)
– Küçük hikayeni duydum (Hikaye)
And you talk way too much
– Ve çok fazla konuşuyorsun.
Why don’t you say “I’m sorry”? (I’m sorry)
– Neden “Özür dilerim” demiyorsun? (Üzgünüm)
Is it asking way too much?
– Çok fazla soran değil mi?
Okay, I’m losing all my patience
– Tamam, sabrımı kaybediyorum.
God, you make me anxious
– Tanrım, beni endişelendiriyorsun.
I don’t do that fake shit
– O sahte boku ben yapmam.
Say it to my face then
– Yüzüme söyle o zaman
I threw it all away again last night
– Dün gece hepsini tekrar çöpe attım.
So why don’t you just look me in the eyes, and say
– Neden deme sadece gözlerime bak ve söyle
“Girls lie, I can too
– “Kızlar yalan söylüyor, ben de yapabilirim
Revenge is my sweet tooth
– İntikam benim tatlı dişim
Bois cry and so will you
– Bois ağlayacak ve sen de ağlayacaksın
Bois lie and girls lie too”
– Bois yalan söylüyor ve kızlar da yalan söylüyor “
Lie, l-lie, lie, lie, lie, l-liar
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, l-yalancı
Lie, l-lie, lie, lie, lie, bois lie
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, bois yalan
Lie, l-lie, lie, lie, lie, l-liar
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, l-yalancı
Lie, l-lie, lie, lie, lie, but girls lie too
– Yalan, yalan, yalan, yalan, yalan, ama kızlar da yalan söylüyor
Lie, l-lie, lie, lie, lie, bois lie
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, bois yalan
Lie, l-lie, lie, lie, lie, but girls lie too
– Yalan, yalan, yalan, yalan, yalan, ama kızlar da yalan söylüyor
Lie, l-lie, lie, lie, lie, yeah, bois lie
– Yalan, l-yalan, yalan, yalan, yalan, evet, bois yalan
Lie, l-lie, lie, lie, lie, but girls lie too
– Yalan, yalan, yalan, yalan, yalan, ama kızlar da yalan söylüyor
Kategoriler