Don’t need permission
– Yetkiye ihtiyacım yok
Made my decision to test my limits
– Limitleri test etmek için kararı verdim
‘Cause it’s my business
– Çünkü bu benim işim
(God as my witness)
– Allah şahidimdir
Start what I finished
– Başladığım işi bitiririm
Don’t need no hold up
– Bekletilmeye ihtiyacım yok
Taking control of this kind of moment
– Bu tarz durumlarda kontorlu elime alırım
I’m locked and loaded
– Kitli ve doluyum
Completely focused (my mind is open)
– Zihnim açık tamamıyla odaklandım
All that you got, skin to skin, oh my God
– Aman Allahım sahip olduğun herşey tenin tenime
Don’t ya stop, boy…
– Durma çocuğum
Somethin’ ’bout you makes me feel like a dangerous woman
– Seninle ilgili bazı hisler beni tehlikeli bir kadınmış gibi hissettiriyor
Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout you
– İlgili birşey seninle ilgili birşey
Makes me wanna do things that I shouldn’t
– Yapmamam gereken birşeyleri yapmamı sağlıyo
(Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout…)
– İlgili birşey seninle ilgili birşey
Nothing to prove and I’m bulletproof and
– Ve kurşun geçirmem kanıtlayacak birşey yok
Know what I’m doing
– Biliyorum ne yaptığımı
The way we’re movin’ like introducing
– Hareketlerimiz sanki bizi
Us to a new thing
– Yeni birşey yapıyormuş gibi
I wanna savor, save it for later
– Yeni bir tad istiyorum sonra saklamak
The taste of flavor, cause I’m a taker
– Bu tat çünkü ben aliciyim
Cause I’m a giver, it’s only nature
– Çünkü ben verenim bu normal ( sexten mi bahsediyor lan bu alıcı verici )
I live for danger
– Tehlike için yaşıyorum
All that you got, skin to skin, oh my God
– Aman Allahım sahip olduğun herşey tenin tenime
Don’t ya stop, boy…
– Durma çocuğum
Somethin’ ’bout you makes me feel like a dangerous woman
– Seninle ilgili bazı hisler beni tehlikeli bir kadınmış gibi hissettiriyor
Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout you
– İlgili birşey seninle ilgili birşey
Makes me wanna do things that I shouldn’t
– Yapmamam gereken birşeyleri yapmamı sağlıyo
(Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout…)
– İlgili birşey seninle ilgili birşey
All girls wanna be like that
– Bütün kızlar böyle olmak ister
Bad girls underneath, like that
– Altındaki kötü kızlar, bunun gibi
You know how I’m feeling inside
– Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout
All girls wanna be like that
– Bütün kızlar böyle olmak ister
Bad girls underneath, like that
– Altındaki kötü kızlar, bunun gibi
You know how I’m feeling inside
– İçimde nasıl hissettiğimi biliyorsun
Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout
– Somethin ’bout, somethin’ bout
Somethin’ ’bout you makes me feel like a dangerous woman
– Seninle ilgili bir şey beni tehlikeli bir kadın gibi hissettiriyor
Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout you
– Bir şey hakkında, bir şey hakkında, bir şey senin hakkında
Makes me wanna do things that I shouldn’t
– Yapmamam gereken şeyleri yapmak istememe neden oluyor
Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout you
– Bir şey hakkında, bir şey hakkında, bir şey senin hakkında
All girls wanna be like that
– Tüm kızlar böyle olmak ister
Bad girls underneath like that
– Bunun altında kötü kızlar
You know how I’m feeling inside
– İçimde nasıl hissederim bilirsin
Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout
– İlgili birşey seninle ilgili birşey
All girls wanna be like that
– Tüm kızlar böyle olmak ister
Bad girls underneath like that
– Bunun altında kötü kızlar
You know how I’m feeling inside
– İçimde nasıl hissederim bilirsin
Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout
– İlgili birşey seninle ilgili birşey
Yeah, there’s somethin’ ’bout you boy
– yeaa senin ilgili birşey var çocuğum
(Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout you…)
– İlgili birşey seninle ilgili birşey
Yeah, there’s somethin’ ’bout you boy
– yeaa senin ilgili birşey var çocuğum
(Somethin’ ’bout, somethin’ ’bout, somethin’ ’bout you…)
– İlgili birşey seninle ilgili birşey