Hey, yeah, yeah
– Hey, evet, evet
Yeah, ah-ah-ah, yeah
– Evet, ah-ah-ah, evet
An old man turned ninety-eight
– Yaşlı bir adam doksan sekize döndü
He won the lottery, and died the next day
– Piyangoyu kazandı ve ertesi gün öldü
It’s a black fly in your Chardonnay
– Chardonnay’ında siyah bir sinek var.
It’s a death row pardon two minutes too late
– İki dakika çok geç ölüm cezası affı
And isn’t it ironic?
– Ve ne ironik değil mi?
Don’t you think?
– Öyle değil mi?
It’s like rain on your wedding day
– Düğün gününde yağmur gibi
It’s a free ride when you’ve already paid
– Zaten ödediğinizde ücretsiz bir yolculuk
It’s the good advice that you just didn’t take
– Kız bunu istiyor ve bu iyi birşey
And who would’ve thought? It figures
– Ve kimin aklına gelirdi? Bu rakamlar
Mr. Play-It-Safe was afraid to fly
– Bay Play-İt-Safe uçmaktan korkuyordu.
He packed his suitcase and kissed his kids goodbye
– Bavulunu topladı ve çocuklarına veda öpücüğü verdi.
He waited his whole damn life to take that flight
– O uçağa binmek için tüm hayatını bekledi.
And as the plane crashed down
– Ve uçak düştüğünde
He thought, “Well, isn’t this nice?”
– “Peki, bu hoş değil mi?”
And isn’t it ironic?
– Ve ne ironik değil mi?
Don’t you think?
– Öyle değil mi?
It’s like rain on your wedding day
– Düğün gününde yağmur gibi
It’s a free ride when you’ve already paid
– Zaten ödediğinizde ücretsiz bir yolculuk
It’s the good advice that you just didn’t take
– Kız bunu istiyor ve bu iyi birşey
And who would’ve thought? It figures
– Ve kimin aklına gelirdi? Bu rakamlar
Well, life has a funny way of sneaking up on you
– Hayatın sana sinsice yaklaşmanın komik bir yolu var.
When you think everything’s okay and everything’s going right
– Her şeyin yolunda olduğunu ve her şeyin yolunda gittiğini düşündüğün zaman
And life has a funny way of helping you out
– Ve hayatın sana yardım etmenin komik bir yolu var
When you think everything’s gone wrong
– Her şeyin ters gittiğini düşündüğün zaman
And everything blows up in your face
– Ve her şey yüzüne patlar
It’s a traffic jam when you’re already late
– Zaten geç kaldığında trafik sıkışıklığı olur.
A no-smoking sign on your cigarette break
– Sigara molasında sigara içilmez işareti
It’s like ten thousand spoons when all you need is a knife
– İhtiyacın olan tek şey bir bıçak olduğunda on bin kaşık gibi
It’s meeting the man of my dreams
– Hayallerimin adamıyla buluşuyor.
And then meeting his beautiful wife
– Ve sonra güzel karısıyla buluşmak
And isn’t it ironic?
– Ve ne ironik değil mi?
Don’t you think?
– Öyle değil mi?
A little too ironic
– Biraz fazla ironik
And yeah, I really do think
– Ve evet, gerçekten düşünüyorum
It’s like rain on your wedding day
– Düğün gününde yağmur gibi
It’s a free ride when you’ve already paid
– Zaten ödediğinizde ücretsiz bir yolculuk
It’s the good advice that you just didn’t take
– Kız bunu istiyor ve bu iyi birşey
And who would’ve thought? It figures
– Ve kimin aklına gelirdi? Bu rakamlar
And yeah, life has a funny way of sneaking up on you
– Ve evet, hayatın sana sinsice yaklaşmanın komik bir yolu var.
And life has a funny, funny way of helping you out
– Ve hayatın sana yardım etmenin komik ve eğlenceli bir yolu var
Helping you out
– Yardım
Kategoriler