I wanna start this out and say
– Buna başlamak ve söylemek istiyorum
I gotta get it off my chest
– Göğsümden çıkarmalıyım
Got no anger, got no malice
– Öfkem yok, kötülük yok
Just a little bit of regret
– Sadece biraz pişmanım
Know nobody else will tell you
– Kimsenin sana söylemeyeceğini bil
So there’s some things I gotta say
– Yani söylemem gereken bazı şeyler var
Gonna jot it down and then get it out
– Onu not edip çıkacağım
And then I’ll be on my way
– Ve sonra yola çıkacağım
No, you’re not half the man you think that you are
– Hayır, sen olduğunu düşündüğün adamın yarısı değilsin;
And you can’t fill the hole inside of you with money, drugs and cars
– Ve içinizdeki deliği para, uyuşturucu ve arabalarla dolduramazsınız
I’m so glad I never ever had a baby with you
– Seninle hiç bebek sahibi olmadığım için çok mutluyum
‘Cause you can’t love nothin’ unless there’s somethin’ in it for you
– Çünkü senin için bir şey olmadıkça hiçbir şeyi sevemezsin
Oh, I feel so sorry
– Oh, çok üzgünüm
I feel so sad
– Çok üzgün hissediyorum
I tried to help you
– Sana yardım etmeye çalıştım
It just made you mad
– Sadece seni kızdırdı
And I had no warnin’
– Ve hiç uyarmadım
About who you are
– Kim olduğunuz hakkında
I’m just glad I made it out without breakin’ down
– Sadece kırmadan çıkardığım için mutluyum
And then ran so fuckin’ far
– Ve sonra çok uzağa koştu
That you would never ever touch me again
– Bana bir daha asla dokunmayacağın
Won’t see your alligator tears
– Timsah gözyaşlarını görmeyeceksin
‘Cause, no, I’ve had enough of them
– Çünkü hayır, onlardan yeterince aldım
Let me start this off by sayin’
– Bunu söyleyerek başlayayım
I really meant well from the start
– Başından beri gerçekten iyi niyetliydim
Take a broken man right in my hands
– Kırık bir adamı tam elime al
And then put back all his parts
– Ve sonra tüm parçalarını geri koy
But you’re not half the man you think that you are
– Ama sen olduğunu düşündüğün adamın yarısı değilsin
And you can’t fill the hole inside of you with money, girls and cars
– Ve içinizdeki deliği para, kızlar ve arabalarla dolduramazsınız
I’m so glad I never ever had a baby with you
– Seninle hiç bebek sahibi olmadığım için çok mutluyum
‘Cause you can’t love nothin’ unless there’s somethin’ in it for you
– Çünkü senin için bir şey olmadıkça hiçbir şeyi sevemezsin
Oh, I feel so sorry (I feel so sorry)
– Oh, çok üzgünüm (çok üzgünüm)
I feel so sad (I feel so sad)
– Çok üzgün hissediyorum (çok üzgün hissediyorum)
I tried to help you (I tried to help you)
– Sana yardım etmeye çalıştım (sana yardım etmeye çalıştım)
It just made you mad
– Sadece seni kızdırdı
And I had no warnin’ (I had no warnin’)
– Ve hiç uyarmadım (hiç uyarmadım)
About who you are (’bout who you)
– Kim olduğunuz hakkında (kim olduğunuz hakkında)
Just glad I made it out without breakin’ down
– Sadece kırmadan çıkardığım için mutluyum
Oh, I feel so sorry (I feel so sorry)
– Oh, çok üzgünüm (çok üzgünüm)
I feel so sad (I feel so sad)
– Çok üzgün hissediyorum (çok üzgün hissediyorum)
I tried to help you (I tried to help you)
– Sana yardım etmeye çalıştım (sana yardım etmeye çalıştım)
It just made you mad
– Sadece seni kızdırdı
And I had no warnin’ (I had no)
– Ve hiç uyarmadım (hiç yoktu)
About who you are (’bout who you)
– Kim olduğunuz hakkında (kim olduğunuz hakkında)
‘Bout who you areHey
– Kim olduğun hakkında
Hey
– Hey
Hey
– Hey
Hey
– Hey
‘Cause you’re not half the man you think that you are
– Çünkü sen olduğunu düşündüğün adamın yarısı değilsi
And you can’t fill the hole inside of you with money, drugs and cars
– Ve içinizdeki deliği para, uyuşturucu ve arabalarla dolduramazsınız
I’m so glad I never ever had a baby with you
– Seninle hiç bebek sahibi olmadığım için çok mutluyum
‘Cause you can’t love nothin’ unless there’s somethin’ in it for you
– Çünkü senin için bir şey olmadıkça hiçbir şeyi sevemezsi
I feel so sad
– Çok üzgün hissediyorum
You should be sad
– Üzgün olmalısın
You should be
– Olmalısın
You should be sad
– Üzgün olmalısın
You should be
– Olmalısın
You should be
– Olmalısın