Kategoriler
J Şarkı Sözleri Çevirileri

Janis Ian – At Seventeen Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

That love was meant for beauty queens
– Bu aşk güzellik kraliçeleri içindi
And high school girls with clear skinned smiles
– Ve açık tenli gülümsemelere sahip liseli kızlar
Who married young and then retired
– Genç evlenen ve sonra emekli olan
The valentines I never knew
– Hiç tanımadığım sevgililer
The Friday night charades of youth
– Cuma gecesi gençliğin sessiz sinema filmleri
Were spent on one more beautiful
– Bir güzelliğe daha harcandı
At seventeen I learned the truth…
– On yedide gerçeği öğrendim …

And those of us with ravaged faces
– Ve yüzleri perişan olan bizler
Lacking in the social graces
– Sosyal zarafetten yoksun
Desperately remained at home
– Umutsuzca evde kaldı
Inventing lovers on the phone
– Telefonda aşıklar icat etmek
Who called to say “come dance with me”
– “Gel benimle dans et” demek için arayan
And murmured vague obscenities
– Ve muğlak küfür mırıldandı
It isn’t all it seems at seventeen…
– On yedide göründüğü kadarıyla değil …

A brown eyed girl in hand me downs
– Elimde kahverengi gözlü bir kız
Whose name I never could pronounce
– Asla telaffuz edemediğim ismini
Said: “Pity please the ones who serve
– “Merhamet lütfen hizmet edenlere
They only get what they deserve”
– Sadece hak ettiklerini alırlar “
The rich relationed hometown queen
– Zengin akraba memleket kraliçesi
Marries into what she needs
– İhtiyaç duyduğu şeyle evlenir
With a guarantee of company
– Şirket garantisi ile
And haven for the elderly…
– Ve yaşlılar için sığınak …

So remember those who win the game
– Bu yüzden oyunu kazananları hatırla
Lose the love they sought to gain
– Kazanmak istedikleri aşkı kaybet
In debitures of quality and dubious integrity
– Kalite ve şüpheli bütünlük borçlarında
Their small-town eyes will gape at you
– Küçük kasaba gözleri sana bakacak
In dull surprise when payment due
– Ödeme vadesi geldiğinde sıkıcı bir sürprizle
Exceeds accounts received at seventeen…
– On yedide alınan hesapları aşıyor …

To those of us who knew the pain
– Acıyı bilen bizlere
Of valentines that never came
– Asla gelmeyen sevgililerin
And those whose names were never called
– Ve isimleri hiç anılmayanlar
When choosing sides for basketball
– Basketbol için taraf seçerken
It was long ago and far away
– Uzun zaman önceydi ve çok uzaktaydı
The world was younger than today
– Dünya bugünden daha gençti
When dreams were all they gave for free
– Bedavaya verdikleri tek şey rüyalar olduğunda
To ugly duckling girls like me…
– Benim gibi çirkin ördek yavrusu kızlara …

We all play the game, and when we dare
– Hepimiz oyunu oynarız ve cüret ettiğimizde
We cheat ourselves at solitaire
– Solitaire’de kendimizi aldatıyoruz
Inventing lovers on the phone
– Telefonda aşıklar icat etmek
Repenting other lives unknown
– Bilinmeyen diğer hayatları tövbe etmek
That call and say: “Come on, dance with me”
– O çağrı ve “Hadi dans et benimle” der
And murmur vague obscenities
– Ve belirsiz müstehcen mırıltı
At ugly girls like me, at seventeen…
– Benim gibi çirkin kızlarda, on yedi yaşında …