He came from somewhere back in her long ago
– Uzun zaman önce onun içinde bir yerden gelmişti.
The sentimental fool don’t see
– Duygusal aptal görmüyor
Tryin’ hard to recreate
– Yeniden yaratmak için çok uğraşıyorum
What had yet to be created once in her life
– Hayatında henüz bir kez yaratılmış olan
She musters a smile for his nostalgic tale
– Nostaljik hikayesi için gülümsüyor
Never coming near what he wanted to say
– Söylemek istediği şeye asla yaklaşmamak
Only to realize it never really was
– Sadece gerçekte hiç olmadığının farkına varmak için
She had a place in his life
– Onun hayatında bir yeri vardı
He never made her think twice
– Onu asla iki kere düşündürmedi.
As he rises to her apology
– Onun özrüne yükselirken
Anybody else would surely know
– Başka biri mutlaka bilir.
He’s watching her go
– Onun gidişini izliyor.
But what a fool believes, he sees
– Ama bir aptal neye inanır, görür
No wise man has the power to reason away
– Hiçbir bilge insanın akıl yürütme gücü yoktur.
What seems to be
– Ne gibi görünüyor
Is always better than nothing
– Her zaman hiç yoktan iyidir
Than nothing at all
– Hiç yoktan
Keeps sending him somewhere back in her long ago
– Onu uzun zaman önce bir yere geri göndermeye devam ediyor.
Where he can still believe there’s a place in her life
– Hala onun hayatında bir yer olduğuna inanabileceği bir yer
Someday, somewhere
– Bir gün, bir yerlerde
She will return
– O geri dönecek
She had a place in his life
– Onun hayatında bir yeri vardı
He never made her think twice
– Onu asla iki kez düşündürmedi
As he rises to her apology
– Onun özrüne yükselirken
Anybody else would surely know
– Başka biri mutlaka bilir.
He’s watching her go
– Onun gidişini izliyor.
But what a fool believes, he sees
– Ama bir aptal neye inanır, görür
No wise man has the power to reason away
– Hiçbir bilge insanın akıl yürütme gücü yoktur.
What seems to be
– Ne gibi görünüyor
(If love can come and love can go, then why can’t love return once more?)
– (Eğer aşk gelip gidebilirse, o zaman neden aşk bir kez daha geri dönemez?)
Is always better than nothing
– Her zaman hiç yoktan iyidir
(Who got the power?)
– (Gücü kim aldı?)
Than nothing at all (Oh, now)
– Hiç yoktan (Oh, şimdi)
What a fool believes
– Bir aptal neye inanır
(I believe she’s never gone away) he sees
– (Sanırım hiç gitmedi) görüyor
No wise man has the power (to reason away)
– Hiçbir bilge insanın akıl yürütme gücü yoktur.
To reason away
– Akıl yürütmek için
What seems to be
– Ne gibi görünüyor
(Oh, if love can come and love can go, oh, mama)
– (Oh, eğer aşk gelebilir ve aşk gidebilirse, oh, anne)
Is always better than nothing (better than nothing)
– Her zaman hiç yoktan iyidir (hiç yoktan iyidir)
Than nothing at all (oh, I believe)
– Hiç yoktan (oh, inanıyorum)
Kategoriler