I know that I’ve been messed up
– Başımın belada olduğunu biliyorum
You never let me give up
– Asla vazgeçmeme izin verme
All the nights and the fights
– Bütün geceler ve kavgalar
And the blood and the breakups
– Ve kan ve ayrılıklar
You’re always there to call up
– Her zaman aramak için oradasın
I’m a pain, I’m a child, I’m afraid
– Ben bir acıyım, ben bir çocuğum, korkarım
But yeah, you understand
– Ama evet, anlıyorsun
Yeah like no one can
– Evet kimsenin yapamayacağı gibi
I know that we don’t look like much
– Pek benzemediğimizi biliyorum
But no one fucks it up like us
– Ama kimse bizim gibi beceremiyor
16 and you never even judged me
– 16 ve beni asla yargılamadın
Matter of fact I always thought you were too cool for me
– Aslına bakarsan, her zaman benim için fazla havalı olduğunu -düşünmüşümdür
Sitting there in the caravan
– Orada karavanda oturuyorum
All the nights we’ve been drunk on the floor
– Yerde sarhoş olduğumuz tüm geceler
And yeah you understand
– Ve evet anlıyorsun
Yeah like no one can
– Evet kimsenin yapamayacağı gibi
We both know what they say about us
– İkimiz de hakkımızda ne söylediklerini biliyoruz
But they don’t stand a chance because
– Ama şansları yok çünkü
When I’m with you
– Seninle olduğumda
When I’m with you
– Seninle olduğumda
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
I’m standing with an army
-Bir ordunun yanında duruyorum
When I’m with you
– Seninle olduğumda
When I’m with you
– Seninle olduğumda
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Dark times, you can always find the bright side
– Karanlık zamanlar, her zaman parlak tarafı bulabilirsin
I’m amazed by the things that you would sacrifice
– Feda edeceğin şeylere hayran kaldım
Just to be there for me
– Sadece benim için orada olmak
How you cringe when you sing out of tune
– Ezgiden şarkı söylediğinde nasıl utanıyorsun
And yeah it’s everything
– Ve evet her şey
So don’t change a thing
– Bu yüzden hiçbir şeyi değiştirme
We both know what they say about us
– İkimiz de hakkımızda ne söylediklerini biliyoruz
But they don’t stand a chance because
– Ama şansları yok çünkü
When I’m with you
– Seninle olduğumda
When I’m with you
– Seninle olduğumda
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
When I’m with you
– Seninle olduğumda
When I’m with you
– Seninle olduğumda
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
(I’ll be yours)
– (Senin olacağım)
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
Yeah you understand
– Evet anlıyorsun
Yeah like no one can
– Evet kimsenin yapamayacağı gibi
We both know what they say about us
– İkimiz de hakkımızda ne söylediklerini biliyoruz
When I’m with you
– Seninle olduğumda
When I’m with you
– Seninle olduğumda
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
When I’m with you
– Seninle olduğumda
When I’m with you
– Seninle olduğumda
I’m standing with an army
– Bir ordunun yanında duruyorum
They don’t have a chance either
– Onların da şansı yok
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing near you
– Senin yanında duruyorum
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
Standing with an army
– Bir orduyla ayakta
When I’m with you
– Seninle olduğumda