I wasn’t born yesterday
– Uluslararası doğmadı
I think you’re goddamn lyin’
– Bence yalan söylüyorsun.
I wasn’t born yesterday
– Uluslararası doğmadı
I think you’re goddamn lyin’
– Bence yalan söylüyorsun.
I wasn’t born yesterday (Oh)
– Dün doğmadım (Oh)
I wasn’t born anyway (Oh)
– Zaten doğmadım (Oh)
I laughed when you went away (Oh)
– Gittiğin zaman güldün (Oh)
I think you’re goddamn lyin’
– Bence yalan söylüyorsun.
(To me)
– (Bana)
You want her, you need her (To me)
– Onu istiyorsun, ona ihtiyacın var (Bana)
And yet you don’t believe her (To me)
– Ve sen bana inanmıyorsun
You want her, you need her (To me)
– Onu istiyorsun, ona ihtiyacın var (Bana)
And yet you don’t believe her (To me)
– Ve sen bana inanmıyorsun
You want her, you need her
– Onu istiyorsun, ona ihtiyacın var.
(She no longer needs you, you, you)
– (Sana ihtiyacı olan Yalnız değil, sen, sen)
(To me)
– (Bana)
You want her, you need her
– Onu istiyorsun, ona ihtiyacın var.
(She no longer needs you, you, you)
– (Sana ihtiyacı olan Yalnız değil, sen, sen)
(To me, to me)
– (Bana, bana)
(I wasn’t born yesterday, oh)
– (Dün doğmadım, oh)
You said I’m in a better place
– Daha iyi bir yerdeyim demiştin.
I got new birthday to celebrate
– Yeni Yıl Arifesi
(I wasn’t born anyway, oh)
– (Zaten doğmadım, oh)
Those candles that you couldn’t light
– Yakamadığın o mumlar
You threw them out and you wondered why
– Şimdi bir harikalar diyarısın neden
(I cried when you went away, oh)
– (Sen gittiğinde ağladım, oh)
Don’t know, I blew them out for me
– Bilmiyorum, onları kendim için patlattım.
Until I forgot how to breathe
– İsimsiz nefes nasıl alınır
(I think you’re goddamn lying)
– (Bence yalan söylüyorsun)
I popped a vein and I made a wish
– Bir damar attı ve bir dilek tuttu
I made a wish that’ll never be
– Asla olmayacak bir dilek tuttum.
For now I’m here
– Şimdilik buradayım.
I’ve been in so many tears, I try my best not to count it
– O kadar çok gözyaşı içindeyim ki, saymamak için elimden geleni yapıyorum.
I’ve been in so many hearts, I’ve been in so many prayers
– O kadar çok kalbe girdim ki, o kadar çok duaya girdim ki
I’ve been in so many couches
– O kadar çok kanepede yattım ki
I’ve been in so many lies, I’ve lived so many lives
– O kadar çok yalanın içindeydim ki, o kadar çok hayat yaşadım ki
I’ve lived in so many houses
– Çok fazla evde yaşıyorum.
I’ve been subject to change, I keep circlin’ dates
– Değişmeye eğilimliydim, sürekli randevularım var.
I keep thinking about it
– Bunu düşünmeye devam et
I’ve been trying to unsee how you moved on from me
– Benden nasıl kurtulacağımı bulmaya çalışıyordum.
‘Cause it feels like without me
– Çünkü bensizmiş gibi hissediyorum
I been ripped from the floor, that umbilical cord is still sorta around me
– Yerden söküldüm, o elektrik kablosu hala etrafımda.
I wasn’t born yesterday, mm-mm
– Dün doğmadım, mm-mm
I think you’re goddamn lyin’, mm
– Bence yalan söylüyorsun, mm
I wasn’t born yesterday
– Uluslararası doğmadı
I think you’re goddamn lyin’ (To me)
– Sanırım yalan söylüyorsun (Bana)
I wasn’t born yesterday (Oh, to me)
– Dün doğmadım (Oh, benim için)
I wasn’t born anyway (Oh, to me)
– Zaten doğmadım (Oh, benim için)
I cried when you went away (Oh, to me)
– Sen gittiğinde ağladım (Ah, bana)
I think you’re goddamn lyin’ (To me)
– Sanırım yalan söylüyorsun (Bana)
I wasn’t born yesterday (Oh)
– Dün doğmadım (Oh)
I wasn’t born anyway (Oh)
– Zaten doğmadım (Oh)
(And yet you don’t believe her)
– (Ve bana inanmıyorsun)
I cried when you went away (Oh)
– Sen gittiğinde ağladım (Oh)
(She no longer needs you, you, you)
– (Sana ihtiyacı olan Yalnız değil, sen, sen)
I think you’re goddamn lyin’
– Bence yalan söylüyorsun.
(You, you, you)
– (Sen, ben, sen)
(I wasn’t born yesterday, oh)
– (Dün doğmadım, oh)
It gets so bright, I disappear
– O kadar parlıyor ki kayboluyorum.
It’s been twelve nights and a million years
– On iki gece ve bir milyon yıl oldu
(I wasn’t born anyway, oh)
– (Zaten doğmadım, oh)
That weight gets heavy when I’m breathing
– Nefes alırken o ağırlık ağırlaşıyor.
You gave me something to believe in
– Sanırım bana inanacak bir şey buldun.
(I cried when you went away, oh)
– (Sen gittiğinde ağladım, oh)
You said it happened for a reason
– Bunun bir sebebi olduğunu söyledi.
I swear to God, I think you’re goddamn lying
– Bence yalan söylüyorsun.
(To me)
– (Bana)
(You want her, you need her)
– (Onu istiyorsun, ona ihtiyacın var)
Those little things
– Küçük şeyler
I should’ve said out loud
– Söylemeliydim.
All those little things
– Küçük şeyler
That weigh heavy on the clouds
– Bulutların üzerinde ağır olan
I had just a hint of doubt
– Haku sadece bir Doft ipucu
I wish I let that hint become me
– Keşke bu ipucunun bana dönüşmesine izin verseydim.
Just a little doubt
– Sadece küçük bir duble
Couldn’t figure out how to outrun me
– Benden nasıl kaçacağımı çözemedim.
And I’d be free if I just saved the date
– Ve eğer tarihi saklarsam özgür olurum.
I’d be there with you right now
– Şu an yanında olurdum.
And that day plan should’ve stayed delayed
– Gün planı yapılmalı
‘Cause the only thing I want is out
– İstediğim tek şey çıkmak.
And it’s all those little things
– Ve hepsi o küçük şeyler
I should’ve said out loud
– Söylemeliydim.
Every little thing
– Her küçük şey
I did to make you proud
– Seni gururlandırmak için yaptım.
(I wasn’t born yesterday)
– (Dün doğmadım)
(I think you’re goddamn lyin’)
– (Bence yalan söylüyorsun)
(I wasn’t born yesterday)
– (Dün doğmadım)
You know I’ma need you, you, you
– Sana ihtiyacım olduğunu biliyorsun, sen, sen
(I think you’re goddamn lyin’)
– (Bence yalan söylüyorsun)
You, you, you
– Sen, ben, sen
(To me)
– (Bana)
You, you, you
– Sen, ben, sen
(I wasn’t born yesterday, oh)
– (Dün doğmadım, oh)
You want her, you need her
– Onu istiyorsun, ona ihtiyacın var.
And yet you don’t believe her
– Bana inanma
(I wasn’t born anyway, oh)
– (Zaten doğmadım, oh)
She no longer needs you, you, you
– Sana ihtiyacı olan Yalnız o değil, sen, sen
(I cried when you went away, oh)
– (Sen gittiğinde ağladım, oh)
You, you, you
– Sen, ben, sen
(I think you’re goddamn lyin’)
– (Bence yalan söylüyorsun)
She no longer needs you, you, you
– Sana ihtiyacı olan Yalnız o değil, sen, sen
You, you, you
– Sen, ben, sen
Kategoriler