(Lets Go)
– (bırakmak)
Be forreal, were you destined to be here
– Gerçek ol, kaderinde burada olmak var mıydı
Were you destined to have no fear
– Kaderinde korku olmaması mı vardı?
Boy you really don’t wanna go there
– Oğlum gerçekten oraya gitmek istemiyorsun.
Were you destined to be at the top
– Kaderinde zirvede olmak mı vardı?
Was you really planning to never stop
– Gerçekten hiç durmamayı mı planlıyordun?
Was it all planned?
– Her şey planlanmış mıydı?
Was it all planned?
– Her şey planlanmış mıydı?
I let god guide my feet, i will give you what you need baby
– Tanrı’nın ayaklarımı yönlendirmesine izin veriyorum, sana ihtiyacın olanı vereceğim bebeğim
As long as you know how to reach
– Nasıl ulaşacağını bildiğin sürece
I know you need me to save you
– Seni kurtarmam için bana ihtiyacın olduğunu biliyorum.
Need me to save you (Woo)
– Seni kurtarmam gerek (Woo)
Need me to save you
– Seni kurtarmam gerek.
Need me to save you (Woo!)
– Seni kurtarmam gerekiyor (Woo!)
Need me to save you (Eugh)
– Seni kurtarmam gerek (Öf)
(Yea my mind’s made up)
– (Evet kararımı verdim)
(Yea you hear me talking) (Boah!)
– (Evet, konuştuğumu duyuyorsun) (Boah!)
(I don’t trust no one)
– (Kimseye güvenmiyorum)
(Yea my mind’s made up)
– (Evet kararımı verdim)
(Yeah!)
– (Evet!)
(Sin)
– (Günah)
(Lets Go)
– (bırakmak)
Be forreal, were you destined to be here
– Gerçek ol, kaderinde burada olmak var mıydı
Were you destined to have no fear
– Kaderinde korku olmaması mı vardı?
Boy you really don’t wanna go there
– Oğlum gerçekten oraya gitmek istemiyorsun.
Were you destined to be at the top
– Kaderinde zirvede olmak mı vardı?
Was you really planning to never stop
– Gerçekten hiç durmamayı mı planlıyordun?
Was it all planned?
– Her şey planlanmış mıydı?
Was it all planned?
– Her şey planlanmış mıydı?
Kategoriler