Kategoriler
B Şarkı Sözleri Çevirileri

Brent Faiyaz – GHETTO GATSBY İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

I’m sorry I’ve been out of touch
– İrtibatı kestiğim için özür dilerim.
You said I be out of town too much
– Çok fazla şehir dışında olduğumu söylemiştin.
Flyer than the wind, I’m Gatsby
– Rüzgardan daha uçucuyum, ben Gatsby.
I’m probably faded when you see me on the TV, I can’t help that
– Muhtemelen beni televizyonda gördüğünde solmuşumdur, elimde değil
I’m just playing cards, I was dealt bad
– Sadece kağıt oynuyorum, kötü dağıtıldım.
But I got models in the sprinter
– Ama sprinter’da modellerim var.
I can’t buy you happiness if you ain’t got it
– Eğer sende yoksa sana mutluluk satın alamam.
Move you to a place, still ain’t what you wanted
– Seni bir yere taşımak, hala istediğin gibi değil
New new face, still not Lauren London
– Yeni yeni yüz, hala Lauren London değil
But you’re still a dime if you ask me
– Ama bana sorarsan hala bir kuruşsun.
Uber XL, love stains in the back seats
– Uber XL, arka koltuklardaki aşk lekeleri
Windows down, I would hate to drive past me
– Windows aşağı, beni geçmek istemem
I got models in the sprinter
– Sprinter’da modellerim var.

(Uh)
– (Ah)
Sprinter
– Koşucu
Count it up
– Say bakalım
In the sprinter, sprinter
– Sprinter’da, sprinter’da
It’s never enough
– Asla yetmez
I just overpaid for a Maybach
– Maybach için fazla ödeme yaptım.
Yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet
Baby for the new strap
– Yeni kayış için bebek
Yeah I got it on me, on me
– Evet üzerimde, üzerimde
My life is gold and I love the rush
– Hayatım altın ve aceleye bayılıyorum.
I like your bitch on me, on me (Ooh baby)
– Bana sürtüğünü sevdim, bana (Ooh bebeğim)
I need it all the time, I don’t play bout mine
– Her zaman ihtiyacım var, benimkiyle oynamam.

I’m sorry I’ve been out of touch
– İrtibatı kestiğim için özür dilerim.
You said I be out of town too much
– Çok fazla şehir dışında olduğumu söylemiştin.
Flyer than the wind, I’m Gatsby (Uh)
– Rüzgardan daha uçucuyum, ben Gatsby (Uh)
I’m probably faded when you see me on the TV, I can’t help that
– Muhtemelen beni televizyonda gördüğünde solmuşumdur, elimde değil
I’m just playing cards, I was dealt bad
– Sadece kağıt oynuyorum, kötü dağıtıldım.
But I got models in the sprinter
– Ama sprinter’da modellerim var.
I can’t buy you happiness if you ain’t got it
– Eğer sende yoksa sana mutluluk satın alamam.
Move you to a place, still ain’t what you wanted
– Seni bir yere taşımak, hala istediğin gibi değil
New new face, still not Lauren London
– Yeni yeni yüz, hala Lauren London değil
But you’re still a dime if you ask me
– Ama bana sorarsan hala bir kuruşsun.
Uber XL, love stains in the back seats
– Uber XL, arka koltuklardaki aşk lekeleri
Windows down, I would hate to drive past me
– Windows aşağı, beni geçmek istemem
I got models in the sprinter
– Sprinter’da modellerim var.

Uh
– Ah
They said they be balling, why they lying?
– Top oynadıklarını söylediler, neden yalan söylüyorlar?
Tryna stunt like they beyond the pines
– Çamların ötesindeymiş gibi dublörlük yapmaya çalış
Fuck a wine-and-dine, we do dinner now
– Bir şarap sik-ve-yemek, şimdi de akşam yemeği yeriz
Read between the lines, we’ll be in-and-out
– Satır aralarını oku, girip çıkacağız.
Bring the car out front and walk me out
– Arabayı ön tarafa getir ve beni dışarı çıkar.
Driver ain’t outside my house, I’m staying in tonight
– Şoför evimin dışında değil, bu gece kalıyorum.
I’m feeling really nice
– Gerçekten iyi hissediyorum
Good views, good weed, wearing plenty ice
– Güzel manzara, güzel ot, bol buzlu
Blew 300 thousand on me yesterday
– Dün bana 300 bin patladı.
Know me baby, you can check my resume
– Beni tanı bebeğim, özgeçmişime bakabilirsin.
Been rich been paid, all this art inspire me
– Zengin oldum ödendi, tüm bu sanat bana ilham veriyor
Been fire, can’t nobody fire me
– Kimse yangın oldu, artık bana …
Been I, we know who you tryna be
– Hassas, duygusal ve kırılgan olmak kim sen ben biliyoruz
Dumb fly, ain’t nobody high as me
– Aptal sinek, benim kadar yüksekte kimse yok
Baby I’m a choosy lover, Isley
– Bebeğim Ben seçici bir aşığım, Isley
Rely on me like pages in your diary
– Günlüğündeki sayfalar gibi bana güven