Kacey, Khaliel
– Kacey, Khaliel.
Huh, huh, huh, huh, huh, huh
– Huh, huh, huh, huh, huh, huh
Huh, mmm-mmm-mmm-mmm (Ayy, ayy)
– Ha, mmm-mmm-mmm-mmm (Ayy, ayy)
Hmm-mmm-mmm-mmm-mmm-mmm, yeah, yeah
– Hmm-mmm-mmm-mmm-mmm, evet, evet
Pull up in it, they can’t afford this
– İçeri çek, bunu karşılayamazlar.
Now check how I get it, they can’t record this (Yeah, yeah)
– Şimdi nasıl aldığımı kontrol et, bunu kaydedemezler (Evet, evet)
Put myself on top a brand new level, I just bought a bigger bezel
– Kendimi yepyeni bir seviyeye çıkardım, daha büyük bir çerçeve aldım
Got her, she’ll never leave me, know that I’ll never let her
– Onu yakaladım, beni asla terk etmeyecek, ona asla izin vermeyeceğimi biliyorum
Do-Re-Mi, that money come in purple and blue
– Do-Re-Mi, o para mor ve mavi gelir
Hold on, I had to tell ’em
– Bekle, onlara söylemek zorundaydım.
Don’t rate me, it ain’t no limit to the things that I do
– Beni değerlendirme, yaptığım şeylerin sınırı yok.
Now let me talk the blues
– Şimdi mavileri konuşmama izin ver.
The head, I chop ’em, I could vision helicopters
– Kafasını kesersem helikopterleri görebilirim.
I’ma keep that Hell I caught you, inside green and slimy
– Seni yakaladığım cehennemi, içinde yeşil ve sümüksü tutacağım.
Know I’m shinin’, but can’t count my pockets
– Parladığımı biliyorum ama ceplerimi sayamıyorum.
They can’t stop me, I got the flu, it was sent to me
– Beni durduramazlar, grip oldum, bana gönderildi.
Know that they never could get to me
– Bana asla ulaşamadıklarını bil
I got them out like a mini-me
– Onları mini ben gibi çıkardım.
Feelin’ the symphony, turnin’ his head to a centerpiece
– Senfoniyi hissetmek, kafasını bir merkez parçasına çevirmek
Know they gon’ try to get rid of me
– Benden kurtulmaya çalışacaklarını biliyorum.
Vision the scene when I’m plannin’ on billin’ me
– Beni kandırmayı planladığım sahneyi gör
Concrete body, they ain’t tippin’ me, tell ’em, “Try and see”
– Beton gövde, bana bahşiş vermiyorlar, söyle onlara, “Dene ve gör”
Millionaire, runnin’ for a B, they ain’t got more bread than me
– Milyoner, B için koşuyorlar, benden daha fazla ekmekleri yok.
Paid tuition fees, she bring the head to me
– Öğrenim ücretini ödedi, kafayı bana getirdi.
Got fire on my feet (Yeah)
– Ayaklarımda ateş var (Evet)
Do-Re-Mi, that money come in purple and blue
– Do-Re-Mi, o para mor ve mavi gelir
Hold on, I had to tell ’em
– Bekle, onlara söylemek zorundaydım.
Don’t rate me, it ain’t no limit to the things that I do
– Beni değerlendirme, yaptığım şeylerin sınırı yok.
Now let me talk the blues
– Şimdi mavileri konuşmama izin ver.
Don’t save me ’cause I’m not savin’ you
– Beni kurtarma çünkü seni kurtarmıyorum.
You better get it, boy
– Alsan iyi olur evlat.
Don’t hate me (Yeah), I’m gon’ forever do what I do (Quavo)
– Benden nefret etme (Evet), sonsuza dek yaptığım şeyi yapacağım (Quavo)
I know you feel me, boy
– Beni hissettiğini biliyorum evlat.
I got a huncho (Cash), get you peeled for some blue strips (Blue)
– Bir önsezim var (Nakit), bazı mavi şeritler için soyulmanı sağla (Mavi)
Upgraded all my hollows to them blue tips (Suu)
– Tüm oyuklarımı mavi uçlara yükselttim (Suu)
Rated R (Yeah), lotta violence, nigga, set it off (Set it off, oh, oh, oh)
– Rated R (Evet), lotta violence, zenci, yola koy (Yola koy, oh, oh, oh)
Lotta steppin’ in the field (Step), coin toss (Uh)
– Sahaya adım atmak (Adım), yazı tura atmak (Uh)
Brick by brick, we built this shit (Brick)
– Tuğladan tuğlaya, bu boku inşa ettik (Tuğla)
Hands-on, flip the switch (Flip it)
– Eller açık, düğmeyi çevirin (Çevirin)
Fuck a bitch (Woo), fell in love once and I can’t go again (No)
– Bir orospuyu siktir et (Woo), bir kez aşık oldum ve tekrar gidemem (Hayır)
It’s YB and ‘Cho and we got everybody rich (On God)
– Bu YB ve ‘Cho ve herkesi zengin ettik (Tanrı üzerine)
Bitch, I play on D and I get everybody hit (Uh)
– Kaltak, D’de oynuyorum ve herkesi vuruyorum (Uh)
Eight hunnid on the AP, I had to buy that shit (Woo, woo)
– Ap’de sekiz hunnid, o boku satın almak zorunda kaldım (Woo, woo)
Ten toes rockin’ shit (Ten), Nawfside prodigy (Nawf)
– On ayak sallanan bok (On), Nawfside dahisi (Nawf)
Momma told me every time I go up, they gon’ hate me (Momma)
– Annem bana her çıktığımda benden nefret edeceklerini söyledi.
It’s okay, mama, ’cause this Glock don’t got safety (Rah)
– Sorun değil anne, çünkü bu Glock’un güvenliği yok (Rah)
Do-Re-Mi, that money come in purple and blue
– Do-Re-Mi, o para mor ve mavi gelir
Hold on, I had to tell ’em
– Bekle, onlara söylemek zorundaydım.
Don’t rate me, it ain’t no limit to the things that I do
– Beni değerlendirme, yaptığım şeylerin sınırı yok.
Now let me talk the blues
– Şimdi mavileri konuşmama izin ver.
Don’t save me ’cause I’m not savin’ you
– Beni kurtarma çünkü seni kurtarmıyorum.
You better get it, boy
– Alsan iyi olur evlat.
Don’t hate me, I’m gon’ forever do what I do
– Benden nefret etme, sonsuza dek yaptığım şeyi yapacağım.
I know you feel me, boy
– Beni hissettiğini biliyorum evlat.
Kacey, Khaliel
– Kacey, Khaliel.
Kategoriler