Kategoriler
P Şarkı Sözleri Çevirileri

Pusha T – Just So You Remember İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

As you come out to the light
– Işığa çıktıkça
Can your eyes behold the sight?
– Gözlerin manzarayı görebiliyor mu?
It’s only Monday
– Sadece Pazartesi değil
Tomorrow never comes until it’s too late
– Yarın çok geç olmadan asla gelmez

Just so you remember who you dealing with
– Sadece kiminle uğraştığını hatırlaman için.
The number don’t change, I know who the chemist is
– Numara değişmez, kimyacının kim olduğunu biliyorum.
Brick by brick, we kept open dealerships
– Tuğladan tuğlaya bayilikler açtık
Mitch by mitch, we built up our villages
– Mitch by mitch, köylerimizi kurduk
Seein’ you rappers apply for the stimulus
– Siz rapçilerin teşvik için başvurduğunuzu görmek
Livin’ a lie, but die for your images
– Yalan yaşamak, ama imgelerin için ölmek
It’s guns involved like cowboys and Indians
– Kovboylar ve Kızılderililer gibi işin içinde silahlar var.
You Trackhawk niggas are not my equivalent
– Siz Trackhawk zencileri benim eşdeğerim değilsiniz.
Flew your bitch to Cuba for the thrill of it
– Heyecan için orospunu Küba’ya uçurdu.
But I ain’t go, to show you what you shoulda did
– Ama sana ne yapman gerektiğini göstermek için gitmiyorum.
Tennis chains to hide all my blemishes
– Tüm lekelerimi saklamak için tenis zincirleri
My Joker smile, you know who the villain is (Hahahahaha!)
– Joker gülüşüm, kötü adamın kim olduğunu biliyorsun (Hahahahaha!)
Just so you remember who you dealin’ with
– Sadece kiminle uğraştığını hatırlaman için.
Look outside, the landscape ridiculous
– Dışarıya bak, manzara gülünç
Motion lights surrounded meticulous
– Hareket ışıkları titizlikle çevrelendi
Architectural Digest my premises
– Binalarımın mimari özeti
She just spent a million on the finishes
– Bitirmeye bir milyon harcadı.
Millionaires were made out of middlemen
– Milyonerler aracılardan yapıldı
That hole in the attic was not for a ceiling fan
– Tavan arasındaki delik tavan vantilatörü için değildi.
Army Celine, the wardrobe is militant
– Ordu Celine, gardırop militan
And army fatigue when I talk pyramids
– Ve piramitlerden bahsederken ordu yorgunluğu
Just so you remember who you dealin’ with
– Sadece kiminle uğraştığını hatırlaman için.
The purest snow, we sellin’ white privilege
– En saf kar, beyaz ayrıcalığı satıyoruz
Designer drugs will turn niggas limitless
– Tasarımcı uyuşturucular zencileri sınırsız hale getirecek
Designer clothes, these hoes losing innocence
– Tasarımcı kıyafetleri, bu çapalar masumiyetini kaybediyor
The book of blow, just know I’m the Genesis
– Darbe kitabı, sadece benim Yaratılış olduğumu bil

As you come out to the light
– Işığa çıktıkça
Can your eyes behold the sight?
– Gözlerin manzarayı görebiliyor mu?
It’s only Monday
– Sadece Pazartesi değil
Tomorrow never comes until it’s too late
– Yarın çok geç olmadan asla gelmez

Just so you remember who you dealin’ with
– Sadece kiminle uğraştığını hatırlaman için.
His Pyrex talks, but I’m the ventriloquist
– Pyrex’i konuşuyor ama ben vantrilok’um.
Language different, I’m damn near an immigrant
– Dil farklı, bir göçmenin yanındayım
A song with any of you niggas, I’m disinterested
– Siz zencilerle bir şarkı, ilgisizim
The needle is sharp, but they ain’t shootin’ insulin
– İğne keskin ama insülin kullanmıyorlar.
You missing the point, these drums ain’t Timbaland’s
– Asıl noktayı kaçırıyorsun, bu davullar Timbaland’ın değil.

Never thought we’d go to war
– Hiç düşünmemiştim savaşa giderdik
After all the things we saw
– Gördüğümüz onca şeyden sonra
It’s April Fool’s Day
– Bugün April Fool Günü
Tomorrow never comes until it’s too late
– Yarın çok geç olmadan asla gelmez

We fight for the bill, you niggas still chipping in
– Fatura için savaşıyoruz, siz zenciler hala içeri giriyorsunuz.
You Google to death, the shit I get driven in
– Google’dan ölene kadar arattın, beni içeri tıktılar.
My boys in the hood is mixed with the menaces
– Kaputtaki çocuklarım tehditlerle karıştı.
The cane is sugar and cut by Dominicans
– Baston şekerdir ve Dominikliler tarafından kesilir
Open the box, it’s like ten Christmases
– Kutuyu aç, on Noel gibi
My folks in the box is serving life sentences
– Kutudaki ailem müebbet hapis cezasına çarptırılıyor.
I live in a world that never leaves witnesses
– Asla tanık bırakmayan bir dünyada yaşıyorum.
Just so you remember who you dealin’ with
– Sadece kiminle uğraştığını hatırlaman için.

Tomorrow never comes until it’s too late
– Yarın çok geç olmadan asla gelmez