Everybody forgot about me and the work I put in
– Herkes beni ve yaptığım işi unuttu.
I ain’t get the credit that I supposed to get on my end
– Benimle almak zorunda olan Ben kredi almak yok
Old timing sitting in, but I’ma mind my business (I’ma mind my business)
– Otururken eski zamanlama, ama ben işime bakarım (ben işime bakarım)
The hottest youngin’ since YB, the hottest out my city (Out my city)
– Yb’den beri en ateşli genç, şehrimden en ateşli (Şehrimden)
I’m writing this song with no beat, I’m doing poetry (Poetry)
– Bu şarkıyı ritimsiz yazıyorum, şiir yapıyorum (Şiir)
My letter to the streets, I feel that they owe a G (They owe a G)
– Sokaklara mektubum, bir G borçlu olduklarını hissediyorum (Bir G borcu var)
Aye, all them hits I gave, but it wasn’t enough, I see
– Evet, verdiğim tüm vuruşlar, ama bu yeterli değildi, görüyorum ki
I put it in they face until they get enough of me (Til’ they get enough of me)
– Benden yeterince alana kadar (Benden yeterince alana kadar) yüzlerine koydum.
I’m underrated and most hated, I feel most neglected (I feel most neglected)
– Küçümseniyorum ve en çok nefret ediyorum, en çok ihmal edildiğimi hissediyorum (en çok ihmal edildiğimi hissediyorum)
Staying patient and complacent, that’s my hardest lesson (My hardest lesson)
– Sabırlı ve kayıtsız kalmak, bu benim en zor dersim (En zor dersim)
I got to face it, they two-faced and they faked expressions (Yeah, they faked expressions)
– Yüzleşmeliyim, onlar iki yüzlü ve sahte ifadeler (Evet, sahte ifadeler)
One minute they love me, they hate me, they be second guessing (They be second guessing)
– Bir dakika beni seviyorlar, benden nefret ediyorlar, ikinci tahmin ediyorlar (ikinci tahmin ediyorlar)
Only thing, I need God and my family (Family)
– Tek şey, Tanrı’ya ve aileme ihtiyacım var (Aile)
On my knees praying, what I want, come to me (Come to me)
– Dizlerimin üzerinde dua ediyorum, ne istiyorum, bana gel (Bana gel)
A man with love, at the death, I don’t wanna be (I don’t wanna be)
– Aşkı olan bir adam, öldüğünde, olmak istemiyorum (olmak istemiyorum)
I just wanna get my flowers ‘fore I rest in peace (Rest in peace)
– Huzur içinde yatmadan önce çiçeklerimi almak istiyorum.
Long nights, deep thoughts while I’m on the road (On the road)
– Uzun geceler, yoldayken derin düşünceler (yoldayken)
Early mornin’, long talks, only God knows (God knows)
– Sabahın erken saatlerinde, uzun konuşmalar, sadece Tanrı bilir (Tanrı bilir)
The path he gave me is different, got to stay strong (Got to stay strong)
– Bana verdiği yol farklı, güçlü kalmalıyım (Güçlü kalmalıyım)
Pressure bust pipes but it never broke bones (Never broke bones)
– Basınç borularını kırdı ama asla kemikleri kırmadı (Asla kemikleri kırmadı)
‘Cause I be workin’ all night, I think it’s 10AM (Think it’s 10AM)
– Çünkü bütün gece çalışıyorum, sanırım saat 10 (Sanırım saat 10)
I’m barely movin’ off of sleep, so don’t play with him (Don’t play with me)
– Uykudan zar zor uzaklaşıyorum, bu yüzden onunla oynama (Benimle oynama)
I sell herbs through the day until it’s 8PM (8PM)
– Gün boyunca saat 8’e kadar otlar satıyorum (8PM)
And after that, I’m clutching on the nine, double M (Stay with me)
– Ve ondan sonra, dokuz, çift M’yi tutuyorum (Benimle kal)
Different women, different cities in the same position (Same position)
– Farklı kadınlar, farklı şehirler aynı pozisyonda (Aynı pozisyonda)
Only got time for a quickie in the life I’m living (Live I’m living)
– Sadece yaşadığım hayatta bir şipşak için zamanım var (Yaşıyorum yaşıyorum)
Overthinking every step, I’m moving with precision (Grrt)
– Her adımı aşırı düşünerek, hassasiyetle hareket ediyorum (Grrt)
One move equals death, that’s a life decision (Brr, brr)
– Bir hareket ölüme eşittir, bu bir yaşam kararıdır (Brr, brr).
Got to be a role model, I got two children (Yeah, I got two children)
– Rol model olmalıyım, iki çocuğum var (Evet, iki çocuğum var)
Got a son on the way, God too willing (Too willing)
– Yolda bir oğlum var, Tanrı çok istekli (Çok istekli)
Clover going onto two, and she too pretty (She three pretty)
– Clover ikiye gidiyor ve o çok güzel (O üç güzel)
I want to have a few kids, don’t care how many (Don’t care how many)
– Birkaç çocuğum olsun istiyorum, kaç tane umrumda değil (Kaç tane umrumda değil)
One life, one love, one pipe
– Bir hayat, bir aşk, bir boru
Shoot til’ his nose slugs (Til’ his nose slugs)
– (Til’ burnu sümüklü böcek onun)ateş til’ burnu sümüklü böcek onun
Get that McLaren and drop the top down
– Şu Mclaren’ı al ve tepeyi indir.
They hate to see us up now, it was all bad but all good (All good)
– Şimdi bizi görmek istemeseler de, tüm kötü ama iyi (iyi)oldu
One life, one love, one pipe
– Bir hayat, bir aşk, bir boru
Shoot til’ his nose slugs (Til’ his nose slugs)
– (Til’ burnu sümüklü böcek onun)ateş til’ burnu sümüklü böcek onun
Get that McLaren and drop the top down
– Şu Mclaren’ı al ve tepeyi indir.
They hate to see us up now, it was all bad but all good (All good)
– Şimdi bizi görmek istemeseler de, tüm kötü ama iyi (iyi)oldu
Kategoriler