Oh, make me over
– Beni kenara çek.
I’m all I wanna be
– Tüm olmak istiyorum
A walking fire
– Yürüyen bir ateş
You can’t get rid of me
– Benden kurtulmak
Hey, so glad you could make it
– Hey, bu kadar gelebildiğine sevindim
Yeah, now you really made it
– Evet, şimdi gerçekten başardın.
Hey, so glad you could make it now
– Şimdi gelebildiğine çok sevindim.
Oh, look at my face
– Oh, yüzüme bak
My name is “Might-Have-Been”
– Benim adım “Olabilir”
My name is “Never Was”
– Benim adım “Hiç Olmadı”
My name’s forgotten
– Adım unutuldu
Hey, so glad you could make it
– Hey, bu kadar gelebildiğine sevindim
Yeah, now you really made it
– Evet, şimdi gerçekten başardın.
Hey, there’s only us left now
– Hey, artık sadece biz kaldık.
When I wake up in my makeup
– Makyajımla uyandığımda
It’s too early for that dress
– Bu elbise için çok erken
Wilted and faded somewhere in Hollywood
– Hollywood’da bir yerlerde solmuş ve solmuş
I’m glad I came here with your pound of flesh
– Buraya senin et parçanla geldiğim için mutluyum.
No second billing ’cause you’re a star now
– İkinci fatura yok çünkü artık bir yıldızsın.
Cinderella, they aren’t trash like you
– Külkedisi, onlar senin gibi çöp değiller.
Beautiful garbage, beautiful dresses
– Güzel çöpler, güzel elbiseler
Can you stand up or will you just fall down?
– Ayağa kalkabilir misin yoksa yere mi düşeceksin?
You better watch out
– Dikkat etsen iyi olur
What you wish for
– Ne diliyorsun
Better be worth it
– Buna değer olsa iyi olur.
So much to die for
– Ölmek için çok fazla
Hey, so glad you could make it
– Hey, bu kadar gelebildiğine sevindim
Yeah, now you really made it
– Evet, şimdi gerçekten başardın.
Hey, there’s only us left now
– Hey, artık sadece biz kaldık.
When I wake up in my makeup
– Makyajımla uyandığımda
Have you ever felt so used up as this?
– Hiç bu kadar tükenmiş hissettin mi?
It’s all so sugarless, useless waitress
– Hepsi çok şekersiz, işe yaramaz garson
Model, actress, oh, just go nameless
– Model, oyuncu, oh, sadece isimsiz git
Honeysuckle, she’s full of poison
– Hanımeli, içi zehir dolu.
She obliterated everything she kissed
– Öptüğü her şeyi yok etti.
And now she’s fading somewhere in Hollywood
– Ve şimdi Hollywood’da bir yerlerde kayboluyor.
I’m glad I came here with your pound of flesh
– Buraya senin et parçanla geldiğim için mutluyum.
You want a part of me?
– Bana katılmak ister misin?
Well, I’m not selling cheap
– Ben ucuza satmıyorum.
No, I’m not selling cheap
– Hayır, ucuza satmıyorum.
Kategoriler