Alright, look, I said, I said
– Tamam, bak, dedim, dedim
When I was nine, that’s my first time I held a 9
– Dokuz Yaşımdayken, ilk defa 9 tuttum.
Put it on God, man, that must’ve been a sign
– Tanrı’ya tak dostum, bu bir işaret olmalı.
‘Cause my mother, she was strippin’, she was always on his mind
– Çünkü annem soyunuyordu, hep onun aklındaydı.
While her boyfriend, he was pimpin’, he ain’t have a lot of time
– Erkek arkadaşı sinirlenirken, fazla vakti yok.
So he showed me where it was and showed me how to work it
– Bu yüzden bana nerede olduğunu gösterdi ve nasıl çalışacağımı gösterdi
Just in case a nigga run up in this bitch, gotta murk him
– Bir zencinin bu kaltağın içinde koşması ihtimaline karşı onu öldürmeliyim.
Thirteen, I was servin’, nigga, fifteen persons
– On üç, hizmet ediyordum zenci, on beş kişi
Nigga, tryna be a cocaine cowboy, Michael Irvin
– Zenci, kokain kovboyu olmaya çalış Michael Irvin.
Nigga, sixteen, I was deep up in the trenches, hoppin’ fences
– Zenci, on altı yaşında, siperlerin derinliklerinde, çitlere atlıyordum.
‘Round that time they gave my boy a life sentence
– O sırada oğluma ömür boyu hapis cezası verdiler.
But I still ain’t learn, nigga, I was tryna burn niggas
– Ama hala öğrenemedim zenci, zencileri yakmaya çalışıyordum.
Tryna put somebody in the grave or a urn, nigga
– Birini mezara ya da çömleğe koymaya çalış, zenci.
Seventeen, police whooped my ass just for bein’ Black
– On yedi, polis sırf Zenci olduğum için kıçımı tekmeledi.
No talkin’ silent, guys give up, where’s the free in at?
– Susmak yok, çocuklar pes edin, bedava giriş nerede?
Seen my uncle in the prison, shit, now it’s me and that
– Amcamı hapishanede gördüm, kahretsin, şimdi ben ve o
Couldn’t break the cycle, like recycle, they wan’ see us back
– Döngüyü kıramadılar, geri dönüşüm gibi, bizi geri görmek istiyorlar
Eighteen, lions, tigers, bears, I was livin’ with ’em (Mm)
– On sekiz, aslanlar, kaplanlar, ayılar, onlarla yaşıyordum (Mm)
Went to prison with ’em, doin’ business with ’em
– Onlarla iş yapmak için hapse girdiler.
I’m twenty-one, my cellmate been down for thirty-five
– Yirmi bir yaşındayım, hücre arkadaşım otuz beş yaşındaydı.
He just tryna see the sun before he gotta die
– Ölmek lazım önce o sadece hassas, duygusal ve kırılgan güneşe bakın
So why would I go and cry? Got another passion (Bitch)
– Öyleyse neden gidip ağlayayım? Başka bir tutkum var (Kaltak)
You don’t know the struggle, so you wouldn’t understand
– Mücadeleyi bilmiyorsun, bu yüzden anlamazsın
‘Cause in my book, my mama raised a man
– Çünkü kitabımda annem bir adam yetiştirdi.
‘Cause I could’ve snitched on the beat to get me out the can
– Çünkü beni kutudan çıkarmak için ispiyonlayabilirdim.
But I could tell you what I seen or what I lived, it’s up to you
– Ama sana ne gördüğümü ya da ne yaşadığımı söyleyebilirim, bu sana bağlı
Or let my brother tell the story from a bird’s-eye view
– Ya da kardeşimin hikayeyi kuşbakışı anlatmasına izin verin.
Kategoriler