Sick Luke, Sick Luke
– Hasta Luke, Hasta Luke
Per un istante mi sono sentito niente
– Bir an hiçbir şey hissetmedim
Quando la tua mano mi ha lasciato solo
– Elin beni yalnız bıraktığında
E ti ho aspettato per un giorno in più di sempre
– Ve seni her zamankinden bir gün daha bekledim
Volevo solo qualcosa da cui tornare
– Sadece geri dönecek bir şey istedim.
Di colpo sentirsi estranei, giù nel buio a piedi pari
– Aniden yabancıları hissediyorum, karanlıkta bile yürüyorum
Libri muti sopra gli scaffali
– Rafların üstündeki sessiz kitaplar
Una falena muore se soffi la polvere via dalle ali
– Kanatlarından toz üflersen bir güve ölür
Una promessa muore dall’oggi al domani
– Bir gecede bir söz ölür
Tutto cambia in un lampo
– Bir çırpıda her şeyi değiştirir
E siamo di passaggio da un orizzonte all’altro
– Ve bir ufuktan diğerine geçiyoruz
Sono tornato dove non ero mai stato
– Hiç olmadığım yere geri döndüm.
Tutto è rimasto come non l’avevo mai lasciato
– Her şey hiç bırakmadığım gibi kaldı
Mi chiedevo se
– Merak ediyordum da
Vuoi dividere la notte insieme a me?
– Geceyi benimle paylaşmak ister misin?
E sprofondare nel mio nulla
– Ve hiçliğime dalıp
Senza che io me ne accorga
– Ben fark etmeden
E anche se non vedi uno spiraglio in questo cielo
– Ve bu gökyüzünde bir parıltı görmese bile
Lassù oltre quelle nuvole ci sta sempre il sereno
– O bulutların ötesinde her zaman huzur vardır.
Ti chiedi perché non passa il tempo
– Zamanın neden geçmediğini merak ediyorsun.
E siamo appesi a testa in giù
– Ve baş aşağı asılıyoruz
E la tua mano mi lascia solo graffi sulla schiena
– Ve elin sırtımda sadece çizikler bırakıyor.
La notte entra dalla finestra come una falena
– Gece pencereden bir güve gibi girer
Prima d’uscire tu ti specchi nella luna piena
– Dışarı çıkmadan önce dolunayda kendini aynalarsın.
Ti chiedi perché non passa il tempo
– Zamanın neden geçmediğini merak ediyorsun.
E siamo appesi a testa in giù
– Ve baş aşağı asılıyoruz
E la tua mano mi lascia solo graffi sulla schiena
– Ve elin sırtımda sadece çizikler bırakıyor.
La notte entra dalla finestra come una falena
– Gece pencereden bir güve gibi girer
Prima d’uscire tu ti specchi nella luna piena
– Dışarı çıkmadan önce dolunayda kendini aynalarsın.
Tornavo a casa prima che facesse mattina
– Eve daha önce gelmiştim sabah oldu
Senza una lira, ah (Ehi, Kety)
– Lir olmadan, ah (Hey, Kety
Occhi grandi come due cristalli (Ah)
– İki kristal kadar büyük gözler (Ah)
Provo a non pensarci, ma c’è il diavolo a tentarmi (Ehi)
– Bunu düşünmemeye çalışıyorum, ama beni baştan çıkaracak şeytan var (Hey)
Chilo, grammi, occhi rossi come ‘Rari (Rrah)
– Kilo, gram, kırmızı gözler ‘ nadir (Rrah)
Abbiamo fatto i soldi solo per pagarci i danni (Ah, ah)
– Parayı sadece hasarı ödemek için yaptık (Ah, ah)
I reati (Ah), siamo nel club (Ehi)
– Suçlar (Ah), kulüpteyiz (Hey)
Tutti sudati (Uoh) con i miei cani (Ehi)
– Köpeklerimle terledim (Uoh) (Hey)
Tutti bastardi (Ah), come falene in una notte senza fari (Uh)
– Bütün piçler (Ah), farsız bir gecede güveler gibi (Ah)
Vincere o perdere, non esiste pari
– Kazan ya da kaybet, eşit yok
Mi chiedevo se
– Merak ediyordum da
Vuoi dividere la notte insieme a me?
– Geceyi benimle paylaşmak ister misin?
E sprofondare nel mio nulla
– Ve hiçliğime dalıp
Senza che io me ne accorga
– Ben fark etmeden
E anche se non vedi uno spiraglio in questo cielo
– Ve bu gökyüzünde bir parıltı görmese bile
Lassù oltre quelle nuvole ci sta sempre il sereno
– O bulutların ötesinde her zaman huzur vardır.
Ti chiedi perché non passa il tempo
– Zamanın neden geçmediğini merak ediyorsun.
E siamo appesi a testa in giù
– Ve baş aşağı asılıyoruz
E la tua mano mi lascia solo graffi sulla schiena
– Ve elin sırtımda sadece çizikler bırakıyor.
La notte entra dalla finestra come una falena
– Gece pencereden bir güve gibi girer
Prima d’uscire tu ti specchi nella luna piena
– Dışarı çıkmadan önce dolunayda kendini aynalarsın.
Ti chiedi perché non passa il tempo
– Zamanın neden geçmediğini merak ediyorsun.
E siamo appesi a testa in giù
– Ve baş aşağı asılıyoruz
E la tua mano mi lascia solo graffi sulla schiena
– Ve elin sırtımda sadece çizikler bırakıyor.
La notte entra dalla finestra come una falena
– Gece pencereden bir güve gibi girer
Prima d’uscire tu ti specchi nella luna piena
– Dışarı çıkmadan önce dolunayda kendini aynalarsın.
Kategoriler