Further apart, the closer that we are
– Birbirinden bu kadar yakın olduğumuzu
I’ll keep you far away, from me like a star
– Seni uzak tutacağım, benden bir yıldız gibi
Hard not to fall for you, I gave you all my heart
– Sana aşık olmamak zor, sana tüm kalbimi verdim
Further apart, the closer, the closer, the closer that we are
– Daha uzak, daha yakın, daha yakın, daha yakınız
Tryna find the right time to tell you what you might not like to hear
– Duymak istemeyeceğin şeyleri söylemek için doğru zamanı bulmaya çalış.
I can feel the zeitgeist stuck inside the pipeline for some years
– Zeitgeistin birkaç yıl boyunca boru hattının içinde sıkışıp kaldığını hissedebiliyorum
I wanna be your lifeline but everybody can’t be a millionaire
– Senin yaşam çizgin olmak istiyorum ama herkes milyoner olamaz.
I’ll be in the night sky, shinin’ like a light on always there
– Gece gökyüzünde olacağım, her zaman yanan bir ışık gibi parlayacağım
You’re in my DNA, I can’t keep away no matter how hard I try
– Sen benim dna’mdasın, ne kadar uğraşırsam uğraşayım uzak duramam.
You’re runnin’ through my veins, something I can’t change
– Damarlarımda dolaşıyorsun, değiştiremeyeceğim bir şey
That’s the same reason why we’re
– Bu yüzden biz de aynıyız.
Further apart, the closer that we are
– Birbirinden bu kadar yakın olduğumuzu
I’ll keep you far away, from me like a star
– Seni uzak tutacağım, benden bir yıldız gibi
Hard not to fall for you, I gave you all my heart
– Sana aşık olmamak zor, sana tüm kalbimi verdim
Further apart, the closer, the closer, the closer that we are
– Daha uzak, daha yakın, daha yakın, daha yakınız
2020 hindsight, lookin’ from a distance, now it’s clear
– 2020 geçmişe bakıldığında, uzaktan bakıldığında, şimdi her şey açık
Went and found the limelight, wasn’t in the vision to disappear, no
– Gitti ve ilgi odağını buldu, yok olma vizyonunda değildi, hayır
Now I’m in a new place, I can feel the room change when you’re here
– Şimdi yeni bir yerdeyim, sen buradayken odanın değiştiğini hissedebiliyorum.
Had to run and do things, never meant to leave you in the rear
– Bu işleri yapmak zorunda, seni asla terk arkadan geliyordu
You’re always in my brain, and I take the blame
– Sen her zaman beynimdesin ve suçu ben üstleniyorum.
No matter who’s wrong or right
– Kim yanlış ya da doğru olursa olsun
I’m on a one-way train headed far away, but you’re still on my mind
– Çok uzaklara giden tek yönlü bir trendeyim ama sen hala aklımdasın.
Further apart, the closer that we are
– Birbirinden bu kadar yakın olduğumuzu
I’ll keep you far away, from me like a star
– Seni uzak tutacağım, benden bir yıldız gibi
Hard not to fall for you, I gave you all my heart
– Sana aşık olmamak zor, sana tüm kalbimi verdim
Further apart, the closer, the closer, the closer that we are
– Daha uzak, daha yakın, daha yakın, daha yakınız
The closer that we are
– Daha yakın olduğumuzu
The closer that we are
– Daha yakın olduğumuzu
Kategoriler