Laying in the silence
– Sessizlikte uzanıyorum
Waiting for the sirens
– Siren seslerini bekliyorum
Signs, any signs I’m alive still
– İşaretler, hala canlı olduğuma dair bir işaret
I don’t wanna lose it
– Kaybetmek istemiyorum
I’m not getting through this
– Bunu atlatamıyorum
Hey, should I pray, should I fray
– Hey, dua mı ermeliyim? Yırtınmalı mıyım?
To myself, to a God
– Kendime, Tanrı’ya
To a saviour
– Bir kurtartıcıya
Who can.. Unbreak the broken
– Kırılmış olanı yenileyebilecek birine
Unsay these spoken words
– Söylenenleri geri alabilecek
Find hope in the hopeless
– Umutsuzlukta umut bulabilecek
Pull me out the train wreck
– Beni bu tren enkazından kurtarabilecek
Unburn the ashes
– Külleri söndürecek
Unchain the reactions
– Tepkileri serbest bırakabilecek
I’m not ready to die not yet
– Ölmeye henüz hazır değilim
Pull me out the train wreck
– Beni tren enkazından çıkart
Pull me out, pull me out, pull me out
– Beni çıkart, beni çıkart, beni çıkart
Pull me out, pull me out
– Beni çıkart, beni çıkart
Underneath our bad blood
– Kötü kanımızın altında
We still got a sanctum
– Hala bir kutsal bölgemiz var
Home, still at home, still at home, yeah
– Ev, hala evde, hala evde.. evet
It’s not too late to build it back
– Yeniden inşa etmek in hala çok geç değil
‘Cause a one in a million chance
– Çünkü milyonda bir şans
Is still a chance, still a chance
– Hala bir şans
And I would take those odds
– Ve ben o oranı kabul ederdim
Unbreak the broken
– Kırılmış olanı yenileyebilecek
Unsay these spoken words
– Söylenmiş sözleri geri alabilecek
Find hope in the hopeless
– Umutsuzlukta umut bulabilecek
Pull me out the train wreck
– Beni bu tren enkazından çıkartabilecek
Unburn the ashes
– Külleri söndürebilecek
Unchain the reactions
– Tepkileri serbest bırakabilecek
I’m not ready to die, not yet
– Ölmeye hazır değilim, henüz değil
Pull me out the train wreck
– Beni tren enkazından çıkart
Pull me out, pull me out, pull me out
– Beni çıkart, beni çıkart, beni çıkart
Pull me out, pull me out, pull me out
– Beni çıkart, beni çıkart, beni çıkart
You can say what you like ’cause see I would die for you
– İstediğini söyleyebilirsin çünkü senin için ölürdüm
I’m down on my knees and I need you to be my God
– Dizlerimin üstünde çöktüm ve benim Tanrı’m olmana ihtiyacım var
Be my help, be a saviour who can
– Benim yardımım ol, yapabilecek bir kurtarıcı ol
Unbreak the broken
– Kırılmış olanı yenileyebilecek
Unsay these reckless words
– Söylenmiş acımasız söyleri geri alabilecek
Find hope in the hopeless
– Umutsuzlukta umut bulabilecek
Pull me out the train wreck
– Beni bu tren enkazından çıkart
Unburn the ashes
– Külleri söndürebilecek
Unchain the reactions
– Tepkileri serbest bırakabilecek
I’m not ready to die, not yet
– Ölmeye hazır değilim, henüz değil
Pull me out the train wreck
– Beni bu tren enkazından çıkart
Pull me out, pull me out, pull me out
– Beni çıkart, beni çıkart, beni çıkart
Pull me out, pull me out, pull me out
– Beni çıkart, beni çıkart, beni çıkart