Oh, woah, woah
– Oh, woah, woah
Oh, no
– Oh, hayır
Mm-mm
– Mm-mm
Yeah
– Evet
미안 미안 나 요즘 바빠라며
– Üzgünüm, üzgünüm, bu aralar meşgulüm.
단답만 했던 나였던 거야
– Soruyu cevaplayan tek kişi bendim.
맘이 갑갑해서
– Bundan çok sıkıldım.
조금 답답해서
– Biraz havasız.
담담한 척했지만 숨겼던 거야
– Choleric gibi davrandım, ama sakladım.
얼마나 보고팠는지 너는 모를 거야
– Ne kadar görüp sattığını bilmiyorsun.
말은 안 해도
– Konuşmasan bile.
매일 보고 싶었어
– Seni her gün özledim.
말도 안돼 내가 왜 이래
– Çok saçma. Ne yapıyorum ben?
예전 같지 않아 mayday
– Eskiden olduğu gibi değil. İmdat işareti.
밖을 걸어볼까
– Dışarı çıkalım.
하다 네 생각이나
– Bence bunu düşünüyorsun.
너도 같은 생각일까
– Aynı şeyi mi düşünüyorsun?
하면 또 잠이 안 와
– Eğer yaparsan, bir daha uyumazsın.
미안한 마음이 또 앞서니까, yeah
– Tekrar özür dilerim, Evet.
기운이 없고 힘이 풀릴 때
– Enerjiniz tükendiğinde ve gücünüz gevşek olduğunda
밥을 먹어도 배가 고플 때
– Eğer pirinç yemek bile aç olduğunuzda
너가 없을 때 난 그래
– Sen orada değilken yaparım.
There’s no other reason
– Başka bir sebep yok
불이 꺼지고 막이 내릴 때
– Ateş söndüğünde ve zar düştüğünde
집에 가서 잠을 청할 때
– Eve gidip uyumak istediğinde
익숙해진 외로움과
– Alışık yalnızlık ve
나의 하루를
– Benim günüm
위로해줄래
– Beni rahatlatmanı istiyorum.
네 품에 기대
– Kollarında bekle
힘든 일도 없던 일로
– Zor iş yok.
*그렇게 내일도 널 찾아갈게*
– * Yarın seni arıyor olacağım.*
위로해줄래
– Beni rahatlatmanı istiyorum.
네 품에 기대
– Kollarında bekle
힘든 일도 없던 일로
– Zor iş yok.
**그렇게 내일도 널 찾아갈게**
– ** Yarın seni arıyor olacağım.**
Everyday
– Her gün
맞아 난 아직 어리숙해
– Doğru, hala gencim.
서툴고 낯설기만 한데
– Sakar ve garip.
용기를 낼게 너에게
– Sana söyleyecek cesaretim olacak.
Could you be the one? My one and only lover
– Bunlardan biri olabilir mi? Benim tek ve tek sevgilim
어두웠었던 내 삶에
– Karanlık olan hayatımda
의미를 준 너를 원해
– Bana anlam vereni istiyorum.
어디에 있건 뭐를 하려던
– Amacın ne olduğunu, nerede olursa olsun.
서로 사랑할 수밖에
– Birbirimizi sevmek zorundayız.
어떤 말들로도 부족해
– Herhangi bir kelime için yeterli değil.
So I’ll go next to you
– Bu yüzden yanına gideceğim
그렇게 널 안아줄 거야
– Sana böyle sarılacağım.
걱정말로 wait for me
– beni bekle
기운이 없고 힘이 풀릴 때
– Enerjiniz tükendiğinde ve gücünüz gevşek olduğunda
밥을 먹어도 배가 고플 때
– Eğer pirinç yemek bile aç olduğunuzda
너가 없을 때 난 그래
– Sen orada değilken yaparım.
There’s no other reason
– Başka bir sebep yok
불이 꺼지고 막이 내릴 때
– Ateş söndüğünde ve zar düştüğünde
집에 가서 잠을 청할 때
– Eve gidip uyumak istediğinde
익숙해진 외로움과
– Alışık yalnızlık ve
나의 하루를
– Benim günüm
너의 하루는 어떤지
– Günün nasıl geçiyor
외롭지는 않은지
– Yalnız değilsin.
나는 궁금해 매일 생각해
– Sanırım her gün merak ediyorum
수많은 울음과 할 말은 많지만
– Bir sürü ağlama ve söylenecek çok şey var.
Yeah, 조심스레 다가갈게
– Evet, dikkatli olacağım.
서로 지치지 않게
– Birbirinizi yormayın.
우리 약속해 잊지 않기로 해
– Unutmayacağımıza söz veriyoruz.
쉽진 않겠지만 woah
– Kolay olmayacak, woah.
위로해줄래
– Beni rahatlatmanı istiyorum.
네 품에 기대
– Kollarında bekle
힘든 일도 없던 일로
– Zor iş yok.
그렇게 내일도 널 찾아갈게
– Bu yüzden yarın seni bulacağım.
위로해줄래
– Beni rahatlatmanı istiyorum.
네 품에 기대
– Kollarında bekle
힘든 일도 없던 일로
– Zor iş yok.
그렇게 내일도 널 찾아갈게
– Bu yüzden yarın seni bulacağım.
Everyday
– Her gün
Kategoriler