Kategoriler
B Şarkı Sözleri Çevirileri

blackbear – @ my worst İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Yeah
– Evet

This is the end, this is the end, this is the end of me
– Bu son, bu son, Bu benim sonum
Playin’ pretend that I’m available emotionally
– Duygusal olarak müsait olduğumu iddia ediyorum
I’m off a Benz, goin’ ’round bends could be the death of me
– Ben bir Benz’im, yuvarlak virajlara gitmek benim ölümüm olabilir
I’m not ready, I’m not ready
– Hazır değilim, hazır değilim

Maybe I’m the best mistake you ever made
– Belki de yaptığın en iyi hatayım.
It sounds so fucking beautiful when you say my name
– Adımı söylediğinde çok güzel geliyor.
I’m praying to a God, a God I don’t believe
– Bir tanrıya dua ediyorum, inanmadığım bir tanrıya
The more I hide my scars, the easier I bleed
– Daha izleri gizlemek, kolay kanar …

But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle ve sonra sırtını bıçakla
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?

Could you love me even though that, that it hurts?
– Acıtmasına rağmen beni sevebilir misin?
Could you love me, could you love me?
– Beni sevebilir misin, beni sevebilir misin?
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?

Yeah (Yeah)
– Evet (Evet)

Don’t try to call
– Aramay çalışma
Do not disturb, I do not want to speak
– Rahatsız etmeyin, konuşmak istemiyorum
This is the end, demons are friends, angels are enemies
– Bu son, şeytanlar arkadaş, melekler düşman
I’m just a fool, stuck in the past, your worst memories
– Ben sadece bir aptalım, geçmişte sıkışıp kaldım, en kötü anıların
I’m not ready for you to forget me
– Beni unutmaya hazır değilim.

I know that I’m the best mistake you ever made
– Senin yaptığın en iyi hata olduğumu biliyorum.
It sounds so fucking beautiful when you say my name
– Adımı söylediğinde çok güzel geliyor.
I’m praying to a God, a God I don’t believe
– Bir tanrıya dua ediyorum, inanmadığım bir tanrıya
I showed you all my scars that I let nobody see
– Sana kimsenin görmesine izin vermediğim tüm yara izlerimi gösterdim

But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle ve sonra sırtından bıçakla
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?

Could you love me even though that, that it hurts?
– Acıtmasına rağmen beni sevebilir misin?
Could you love me, could you love me?
– Beni sevebilir misin, beni sevebilir misin?
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?

This is the end, this is the end, this is the end of me (Me, me)
– Bu son, bu son, Bu benim sonum (ben, ben)
This is the end, this is the end, this is the end of me
– Bu son, bu son, Bu benim sonum

But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle ve sonra sırtından bıçakla
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?

Could you love me even though that, that it hurts?
– Acıtmasına rağmen beni sevebilir misin?
Could you love me, could you love me?
– Beni sevebilir misin, beni sevebilir misin?
Could you love me at my worst?
– Beni en kötü halimle sevebilir misin?

But maybe I’m the worst, the worst you ever had
– Ama belki de en kötüsüyüm, sahip olduğun en kötüsüyüm
Tell you you’re beautiful then stab you in the back
– Güzel olduğunu söyle ve sonra sırtından bıçakla
You’re prayin’ I’m the one, but maybe I’m a curse
– Benim için dua ediyorsun, ama belki de bir lanetim
The more you try to fix me, the more you make it worse
– Beni düzeltmeye çalıştıkça, durumu daha da kötüleştiriyorsun.
Could you love me at my worst? (Worst)
– Beni en kötü halimle sevebilir misin? (Kötülük)

This is the end, this is the end, this is the end of me
– Bu son, bu son, Bu benim sonum