One, two, three, four, yeah
– Bir, iki, üç, dört, Evet
I don’t wanna die but I will for the cause
– Ölmek istemiyorum ama bunun için öleceğim.
Swallowing my pride, like them pills y’all be on
– Gururumu yutmak, tıpkı haplar gibi
I hate when you high but you hate feeling lost
– Kafan güzelken nefret ediyorum ama kaybolmuş hissetmekten nefret ediyorsun
I hate every time that you ask “Can we talk?”
– Konuşabilir miyiz sor “her zaman nefret ediyorum?”
Tell me what I did now, drying off your tears now
– Şimdi ne yaptığımı söyle, şimdi gözyaşlarını kurutuyorum
Fighting for some years now, something gotta give (For real)
– Birkaç yıldır savaşıyorum, bir şey vermeliyim (gerçekten)
I don’t wanna rebound, I just wanna sleep sound
– Geri tepmek istemiyorum, sadece uyumak istiyorum
Don’t wanna dream ’bout the shit I done did
– Yaptığım boku hayal etmek istemiyorum
You know these trips come with baggage
– Bu gezilerin bagajla geldiğini biliyorsun.
Been all ‘cross this atlas, but keep coming back to this place
– Bu Atlası geçtim, ama buraya geri dönmeye devam et
‘Cause they trapped us
– Çünkü bizi tuzağa düşürdüler
I preach what I practice, these streets all I know
– Ne yaptığımı vaaz ediyorum, bu sokaklar bildiğim her şey
And there’s no place like home (No place like home)
– Ve ev gibi bir yer yok (ev gibi bir yer yok)
Ooh, ta-take me home like I clicked my shoes
– Ooh, ta-ayakkabılarımı tıklamış gibi beni eve götür
I’m up, the price is sky high
– Ben yükseldim, fiyat çok yüksek
Please save your two cents, I’m fine
– Lütfen iki kuruşunu Sakla, ben iyiyim
I got no sensor, I vibe like
– Hiçbir sensör var, ben gibi vibe
Ooh ah, ooh ah
– Ooh ah, ooh ah
Only abide by my rules
– Sadece benim kurallarıma uy
Yeah
– Evet
I’m on PCH, goin’ south, blower on the seat
– PCH, goin’ south blower koltuktaki ediyorum
With the windows down, music loud
– Pencereler kapalıyken, müzik yüksek sesle
Let ’em hear the beat
– Ritmi duysunlar
When it’s quiet out, I hear the sound of those who rest in peace
– Dışarısı sessiz olduğunda, huzur içinde dinlenenlerin sesini duyuyorum
Tryna drown the violence out
– Tryna şiddeti boğmak
But let ’em say that they want beef
– Ama sığır eti istediklerini söylesinler.
And we riding out, finding out where them niggas be
– Ve biz dışarı çıkıyoruz, o zencilerin nerede olduğunu öğreniyoruz
If they hanging out, lay ’em out
– Eğer takılıyorlarsa, onları dışarı çıkarın
Airing out the street
– Sokakta havalandırma
Then it’s out the way, outta state
– O zaman yolun dışında, Eyalet dışında
Please don’t tell on me
– Lütfen bana söyleme.
Don’t need no more felonies, all these broken memories
– Daha fazla suç işlemeye gerek yok, tüm bu kırık anılar
I be solo dolo, never know who workin’ with police
– Yalnız dolo olacağım, polisle kimin çalıştığını asla bilemeyeceğim
When I hit the set, it’s loaded, I don’t know who envy me
– Sete girdiğimde, dolu, beni kimin kıskandığını bilmiyorum
I’m the only one who made it out, you remember me?
– Bunu başaran tek kişi benim, beni hatırlıyor musun?
Bitch, you a friend of me, you plan on killing me? No?
– Kaltak, sen benim arkadaşımsın, beni öldürmeyi mi planlıyorsun? Hayır?
Ooh, ta-take me home like I clicked my shoes
– Ooh, ta-ayakkabılarımı tıklamış gibi beni eve götür
I’m up, the price is sky high
– Ben yükseldim, fiyat çok yüksek
Please save your two cents, I’m fine
– Lütfen iki kuruşunu Sakla, ben iyiyim
I got no sensor, I vibe like
– Hiçbir sensör var, ben gibi vibe
Ooh ah, ooh ah
– Ooh ah, ooh ah
Only abide by my rules
– Sadece benim kurallarıma uy
And I make mistakes sometimes
– Ve bazen hatalar yapıyorum
I, I tried
– Ben denedim
I can tell you who’s an ally
– Sana kimin müttefik olduğunu söyleyebilirim.
I can tell you who, who
– Söyleyemem kim, kim
Kategoriler