It’s a West Coast winter, sun’s still a furnace
– Batı Yakası kışı, güneş hala bir fırın.
So I keep tanning, just never on purpose
– Bu yüzden bronzlaşmaya devam ediyorum, sadece asla bilerek
I’m saturated in equal parts sun and doubt
– Eşit parçalara doydum güneş ve şüphe
So I turn the fan on high and hope I sweat it out
– Bu yüzden fanı yüksek açıyorum ve umarım terlerim
Christmas is coming, I miss my mama
– Noel geliyor, annemi özlüyorum.
Well, least I got my daddy, but he’s in Jakarta
– En azından babam yanımda ama o Jakarta’da.
And there, it’s raining, while here, it’s dry as bone
– Ve orada yağmur yağıyor, burada ise kemik gibi kuru
Kinda wish I knew what I meant when I’d say, “I miss home”
– Keşke “Evimi özledim” dediğimde ne demek istediğimi bilseydim.
Guess I’m forever caught between two worlds
– Sanırım sonsuza dek iki dünya arasında kaldım.
Right foot rock, left foot hard place, head and heart at war
– Sağ ayak kaya, sol ayak sert yer, baş ve kalp savaşta
I do my best between addresses
– Adresler arasında elimden gelenin en iyisini yapıyorum
Wish I were on either side of the foreign wall
– Keşke yabancı duvarın iki yanında olsaydım.
Oh, always part of me missing, but no one sees a difference
– Hep bir yanım eksik ama kimse bir fark görmüyor
‘Cause I split them all (Ooh, ooh)
– Çünkü hepsini bölüştüm (Ooh, ooh)
Spread so thin, I’m low on emotional bandwidth
– O kadar zayıf yayıldım ki, duygusal bant genişliğim azaldı.
The voice in my head speaks a different language
– Kafamdaki ses farklı bir dil konuşuyor
And where I live, they believe you only have yourself
– Ve yaşadığım yerde, senin sadece kendine sahip olduğuna inanıyorlar.
But where I’m from, you’re taught to be somebody else
– Ama benim geldiğim yerde sana başka biri olman öğretiliyor.
So hellos are short, goodbyes are only half farewells
– Yani hellolar kısa, vedalar sadece yarı vedadır
Oh, I guess I’m forever caught between two worlds
– Sanırım sonsuza dek iki dünya arasında kaldım.
Right foot rock, left foot hard place, head and heart at war
– Sağ ayak kaya, sol ayak sert yer, baş ve kalp savaşta
I do my best between addresses
– Adresler arasında elimden gelenin en iyisini yapıyorum
Wish I were on either side of the foreign wall
– Keşke yabancı duvarın iki yanında olsaydım.
Always part of me missing
– Hep bir parçam eksik
But no one sees the difference
– Ama kimse farkı görmüyor.
‘Cause I split them all
– Çünkü hepsini bölüştüm.
Kategoriler