23M, sosyal dışlanmanın Olası radikalleşmeye yol açabileceğini savunuyor (Kyriacou ve ark., 2017) ve farklı insanların açık bir şekilde kabul edilmesi, bu grupların bariz dilsel ve etnik farklılıklara rağmen İngiltere toplumuna ait olduklarını hissetmelerine yardımcı olabilir. O ve diğerleri, “bu yüzden çocuklarımızın kendilerini dahil hissetmelerine ve yabancılar gibi hissetmemelerine yardımcı olmak için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz” diye ekledi, bunu nasıl başardıklarını ayrıntılı olarak anlatmadılar. 33F şöyle diyor: “Londra’ya aitim, arapçamı takdir etmedikleri umurumda değil, bu benim ve çok çalışacağım ve elimden gelenin en iyisini yapacağım.” 43M, “onları kabul ediyorum ve onlara karşı kötü bir his tutmuyorum, ama bazen İngiltere’yi barış içinde bırakmam gerektiğini hissettiren şeyler söylüyorlar”diye ekliyor. Bunun onu nasıl davrandırabileceğini araştırırken, “sanırım çocuklarımı sürekli farklı hissettiğiniz, dilinizi özgürce konuşamayacağınız böyle bir ortamda büyütmek istemiyorum ” diyor. Svašek (2010), duyguların insanların bir yere ait olduklarını nasıl algıladıklarını şekillendirmede önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. (P diyor.868) “insanların” subjectivities onların şeklinde dinamik süreçleri “gibi duygular açısından yararlı olur”. Benzer şekilde, Waite ve Cook (2011), duyguların “insan hareketliliği, yer değiştirmeler ve yerleşme” de önemli bir rol oynadığını ve dikkate alınması gerektiğini savunuyorlar (aşağıdaki tartışmaya bakınız). |